DUYURULAR

SERBEST KÜRSÜ

SABRIMIZI TAŞIRAN DAMLALARDAN (Sana ne? Bana ne? --Dost))

Öyle kolay değil Ana-Baba olmak. SANA NE? BANA NE? Demekle hal olmuyor bu sorunlar. Hep birlikte yaşıyoruz. Bu şehirde veya memlekette! Karşılıklı sorumluluklarımız var. Bir birimize karşı! Yoksa neden? Topluluklar halinde yaşıyoruz. Bir birbirimize ihtiyacımız var. Yok diyorsanız. Ya siz de ya da biz de bir sıkıntı var. SANA NE?—BANA NE? Diyenlere.


44. SANA NE?—BANA NE?

KİM DÜŞÜRDÜ BİZİ BİR BİRİMİZE? –SANA NE?
KİM DÜŞÜRDÜ BİZİ BİR BİRİMİZE?--BANA NE?
KİM DÜŞÜRDÜ BİZİ BİRBİRİMİZE?- -BİZE NE?
SANA NE? BANA NE? BİZE NE? DİYE, DİYE,

KİM DÜŞÜRDÜ BİZİ BİR BİRİMİZE?--SİZDENDİR,
KİM DÜŞÜRDÜ BİZİ BİR BİRİMİZE?—BİZDENDİR,
KİM DÜŞÜRDÜ BİZİ BİR BİRİMİZE?—TORPİL,
SİZDENDİR, BİZDENDİR, TORPİL, DİYE, DEYE,

ÜZÜMÜ YE BAĞINI SORMA? DEMEK,
HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR DEMEK,
DEVLETİN MALI DENİZ, YEMEYENLER KERİZ DEMEK,
DEĞİLDİR Kİ? MÜMİN İŞİ, MÜNAFIK İŞİ, GAVUR İŞİ,

MÜSLÜMANLAR ASLA, DİYEMEZ BEN, SEN, BİZ, SİZ,
ÇÜNKÜ YARATAN MEN ETMİŞ, BU İŞLERİ MÜMİNLERE,
AYRIMCILIK, YAPMAK, MÜNAFIK İŞİ, GAVUR İŞİ,
CEHENNEMLERDE, ATEŞLERDE YANMA İŞİ.


Sana ne? Bana ne? Nereden çıkmış bu anlamsız sözler. Hiç düşünmeden her işimize gelmeyen sözlerden sora hemen kullanıyoruz. Sana ne? Veya Bana ne? Hiç insani ve İslami değil. Komşunun evi yanıyor. Bana ne? Denir mi? Komşunun yiyecek ekmeği yok. Biliyorsun Bana ne? Diye bilir misin? Sokakta yürüyorsun birileri, hayvanlara eziyet ediyor. Görüyorsun Aman bana ne? Denir mi? Karşındaki sana ne? Diye bilir. O onun ayıbı.
Aslında bize ters sözler. Bizim Dinimize, geleneklerimize ve göreneklerimize hiç mi hiç uymuyor. Ancak Avrupalılara ve onların hayranlarına uygun sözler. Bizim dinimizde, her koyun kendi bacağından asılmıyor. Komşun aç iken, sen tok yatamıyorsun. Komşunun sıkıntısını gidermek zorundasın. Bir dostun, arkadaşın veya tanıdığın yanlış işler yapıyorsa, onu uyarmak zorundasın. O sana ne? Sen de Bana ne? Diyemezsin. Çünkü eşinin dostunun yanlışları senide bağlar. Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim. Eş, dost ve yakınlar kişilerin aynasıdır. Zamanımızda maalesef çoğu güzel değerlerimizin manaları anlamsızlaştırıldı. Hem de Planlı olarak yapıldı, yapılmaya devam, ediliyor. Bizler hala uyuyoruz. Bizi uyaranlarımızı da kınıyoruz. Kendimizi daha medeni gösterdiğimizi sanıyoruz. Sana ne? Bana ne? Bize ne? Size ne? İse Din kardeşliğinin, Akrabalıkların, Arkadaşlıkların, Dostlukların, Komşulukların ne anlamı kalıyor. Medeniyiz diyen, Madenilerin böle yardımlaşmalardan haberleri olmadığı için, bizi de kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Bizdeki Manevi güzelliklere içten içe hayranlık duyuyorlar, belli etmemeye çalışıyorlar. Hele 15 Temmuzdaki dayanışmayı, Dinimize, vatanımıza, Bayrağımıza Bağlılığımız onları delirtti. Şoka girdiler, Çok şaşkınlar, Şaşkınlıkları kine dönüşüyor. Sinsi, sinsi Planlarına devam ediyorlar. Ellerinden gelse bizi bir kaşık suda boğacaklar. Bizim İlerlememizi asla istemiyorlar. Hadi onları anladık, Gavurdur, Gavurluğunu yapar, düşmanlık eder. Peki! Bizler neden İlerlemek İstemiyoruz? İşte, anlaşılmayan bu! Dostumuzu, Düşmanımızı sanki tanımak istemiyoruz? Geleceğimizi önemsemiyoruz. Dünya Hayatının Manasını sanki anlamaktan korkuyoruz? Hayatın gerçekleri acı, ama gerçek. Gerçeklerden kaçmak kime yarar getirmiş. Hep zarardayız..
Zararlardan kurtulmak için, Dostlarımıza gereken değeri, vermeli. Dostlarımızı yanımızdan ayırmamalıyız. Bu dostlar, yemezler, içmezler, sen ne istersen sana onu söylerler. Söylediklerini asla inkâr etmezler. Sözlerinde hep dururlar. İşte DOST.

45. D O S T

İYİ KİTAPLAR, İYİ DOSTTURLAR,
İYİSİ İYİDİR, KÖTÜSÜ KÖTÜDÜR,
SANA ASLA YALAN SÖYLEMEZLER,
KİTAP DOSTTUR, DOST KİTAPTIR,

SÖYLEDİĞİNİ ASLA İNKÂR ETMEZ,
HEP YANINDADIR, HİÇ AYRILMAZ,
GEL DERSİN GELİR, GİT DERSİN GİDER,
DOST KİTAPTIR, KİTAP DOSTTUR,

İSTERSEN SANA HASTALIKLARIN ANASINI ANLATIR,
İSTERSEN SANA HASTALIKLARIN BABASINI ANLATIR,
İSTERSEN SANA YANLIŞLARI, DOĞRULARI ANLATIR,
KİTAP DOSTTUR, DOST KİTAPTIR,

İSTERSEN SANA SAĞLIKLI YAŞAMANIN GÜZELLİĞİNİ ANLATIR,
İSTERSEN SANA SPORUN FAYDALARINI ANLATIR,
İSTERSEN SANA DÜŞMANLARINI ANLATIR,
DOST KİTAPTIR, KİTAP DOSTTUR,

KİTAP OKUMAK, KENDİNİ VE HAYATI OKUMAKTIR,
KİTAP OKUMAK AİLENE SEVGİ VE SAYGINI ARTIRIR,
KİTAP OKUMAK DİNİNE, VATANINA EN BÜYÜK HİZMETTİR,
KİTAP DOSTTUR, DOST KİTAPTIR.



Bizler Kitaplarında dost veya düşman olanları olduğuna inanıyoruz. Çünkü kitapları yazanlarda insan! Dostça yazanları da vardır. Düşmanca veya sadece maddi kazanç elde etmek için yazanları da. O zaman bizler ne yapacağız. Bizlerde Müslümanlar olarak Kitap okumaya, tüm insanlara gönderilen, Bizlere bu dünyada nasıl yaşarsak, hem Ahiretimizi, hem bu dünyamızı kurtarır, her iki Âlem de de huzur ve Mutluluk bulmamız için, hem de Bizleri Yaratan Yüce Yaratıcının rızasını kazanmak için. Yine Yüce Yaratıcının Bizlere Gönderdiği Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerimle başlamalı. Sonra Peygamber Efendimiz (a.s.v) in sünnetlerini okuyup öğrendikten sonra diğer, Kitapları okursanız. Bilinçli bir Müslüman olur, güzel kitaplar seçer, okur, öğrenir ve öğrendiklerinizi günlük yaşantınızda uygulayarak, Müslüman kardeşlerinize ve diğer insanlara örnek olur, sürekli sevaplar kazanırsınız.
Yoksa kitap okumaya tersten- yanlış yollardan başlamış olursunuz ki, Doğru yolu bulmanız çok zor olur. Hatta bulamaya bilirsiniz de. Çoğunluğumuz maalesef böyle yanlış yoldan hayat yoluna giriş yapıyoruz. Sonra çok azımız doğru yolu buluyoruz, Diğerleri ise yanlış yollardan, yanlış yerlere gidiyor. Hayatın gerçek manasına anlamadan, mana Âlemine gidiyor. Yanıldığını anlıyor, mecburen, Ah, vah, Sonra bir şans daha diyor. Ama şans diye bir şey zaten yok. Emek vermek, Çalışmak, Sabır etmek, Azmetmek, Araştırmak var. Yüce Yaratan her derde derman göndermiş arayıp bulasın diye. Genelimizin en büyük yanlışı her şeyi yanlış anlama hastalığı ya da, her şeyde kolaya, rahata kaçma hastalığı, niye hastalık derseniz. Bizce başka açıklaması yok, ondan hastalık diyoruz. Zaten toplumumuzda canı sıkılan hasta, Tembellikten hasta. Çok yemekten Hasta! Çoğunluğumuz oku evladım oku ki adam olasın, ele güne zararın olmasın, faydan dokunsun, bizlere, vatana, millete hayırlı evlat olasın der çocuğumuzu okula göndermekle görevimizi yaptık sandık çoğu zaman yanıldık, yanlışlardan dönmek için pek çaba göstermedik. . Okumayı sadece, okulda öğretilen derslerden ibaret sandık yanıldık, yanıldığımızı anlamadık, hala. Çocuğumuz okula gidiyor- geliyor. Öğreniyor mu? Eğitiliyor mu? İyi şeyler mi öğreniyor? Yoksa! Kötü şeyler mi? Hiç araştırıyor muyuz? Asıl eğitim- öğretim Aile de başlıyor. Biliyor muyuz? Bilenlerimiz neler yapıyor. Kendisi çocuklarına iyi örnek mi? Şunları yap evladım, Bunları yapma evladım. Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma. Niye? Derse çocuk, Madem söyledikleri doğru, neden kendisi yapmıyor da bize söylüyor. Ne diyeceğiz. Kem, küm edeceğiz. Kötü alışkanlıkları her gün yapacaksın çocuğuna, sen yapma diyeceksin. Ne kadar inandırıcı olur. Örnek; Bir gün bir Doktor hasta konuşmasına tanık olduk. Okumuş yani Adam olmuş, ilim, bilim var. Ama! Hastasına diyor ki, Şunu içmeyeceksin, bunu içmeyeceksin, bunlar sağlığına çok zararlı. Bunlar bütün hastalıkların kaynağı, sebebi. Bunları kullanmayan insanlar kolay kolay hastalanmazlar. Diye tavsiyelerde bulundu çok güzel söyledi. Haklı da. Sonra ne yapıyor beyin. İçme dediklerini kendi içiyor, yeme dediklerini kendi yiyor. Şimdi bu okumuşumuza nasıl inanacağız. Yaptıklarına mı? Yoksa söylediklerine mi? İnanacağız.



EYYUP AKMETİN / 23.01.2019

Bu yazı 114 kez okundu.


YORUM YAP



YORUMLAR

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©