DUYURULAR

SERBEST KÜRSÜ

Şairül İslam Yunus Kokan - Vecizeler 5

249) Yaram var derinde, aşk Allah’ın evinde. Derman yok derdime; Sen’den gayrı, Sen’den gayrı.

250) Bir hece var dilimde, bedenimin başkentinde. Duyan yok sesimi, Sen’den gayrı, Sen’den gayrı.

251) Kanlı yaş var gözümde, Sen’sin tek yâr özümde. Sevemem hiçbir şeyi; Sen’den gayrı, Sen’den gayrı.

252) Ruhumun derinliğinde, kalbimin zirvesinde, Yûnus’un benliğinde; sarmaşık aşk, sarmaşık aşk…

253) Muhabbetin illerinde, tasavvufun başkentinde, Yûnus’un benliğinde; sarmaşık aşk, sarmaşık aşk…

254) Ağlayan gözlerimde, gül kokan sözlerimde, Yûnus’un benliğinde; sarmaşık aşk, sarmaşık aşk…

255) Dua dua kanat çırpar, kuşlar Hakk deyu uçar; lâ maşuka illallah.

256) “Hu!” deyu aşka eser, rüzgâr emrinde nefer; lâ maşuka illallah.

257) Ağaçlar çiçek açar, yaprağıyla el açar; lâ maşuka illallah.

258) Zerre döner, dünya döner, aşkınla âlemler döner; lâ maşuka illallah.

259) Sen güzelsin, ne güzelsin; lâ maşuka illallah. Sen güzelsin, en güzelsin; lâ maşuka illallah.

260) Ateşten korkmam, korkum Sen’den; Sevgili! Sevgili! Sevgini ver Sevgili!

261) Cenneti istemem, huriyi neyleyem? Sevgili! Sevgili! Sevgini ver Sevgili!

262) Ne baldan ırmaklar, ne sütten ırmaklar; Sevgili! Sevgili! Sevgini ver Sevgili!

263) Seyyah aşkınla deli, neylesin yemişleri? Sevgili! Sevgili! Sevgini ver Sevgili!

264) Pınarlardan bana ne? Ağaçlardan bana ne? Sevgili! Sevgili! Sevgini ver Sevgili!

265) Ne hayaldir ne emel; makamlar ve mevkiler. Sevgili! Sevgili! Sevgini ver Sevgili!

266) Dost Dost’undan, hiç olur mu ayrı? Ey Rabbim, dost yoktur Sen’den gayrı!

267) Yol gözlerim, hep özlerim, hak sözlerim. Bak gözlerim, şol meleği ara!

268) Kömür içinde elmas gibidir her veli, insanlar içinde binler hikmetle gizli; hor görünür, gülünür sanılır bir deli.

269) İhlas ile sıradan ameller olur ibadet, ihlassız ibadet dahi olur helaket.

270) Ümit kesme Rabbinden! Yüz çevir, kesretten! Tövbe eyle, yürekten! Son nefese ermeden, ölüm sana gelmeden.

271) Aşkın ile ağlıyorum, su olmuşum çağlıyorum, yalnız Sana çağırıyorum, varlığınla gurur duyuyorum.

272) Hilim içindedir ilim.

273) Lütfunla günahlara kördüm, her şeyde Sen’i gördüm, âlimler içinde zalimler gördüm, şol hilim içinde ne büyük ilim gördüm.

274) Ulvi bir hizmet ile meşgul olanı, süfli bir hizmete davet, ne kadar eblehçe bir hareket!

275) Ömrüm güller içinde, güller gönlüm içinde, sırlar sırlar içinde, rüyaların içinde, cevabı bir niçinde.

276) Rabbim ne bildirdiysen hepsi doğru, ne olur uçur bizi Arş’a doğru.

277) Ey zalimler! Ey gafiller! Günahkâr gözlerinizle, gaflet dolu gönlünüzle, Allah’ı göremiyorsunuz diye, O’nu yok mu saydınız? Yoksa O’nu yok mu sandınız?

278) Ey Varlık! Gösterme Darlık!

279) Sen’den gayrı yoktur gerçek varlık, Rabbim gösterme ebeden darlık!

280) Bin ârif gördüm, hepsi suskundu. Bin cahil gördüm, susanı yoktu.

281) Ey reformistler ve ey mealistler! Şunu iyi biliniz: Biz ki ehl-i sünnetiz, hakikati tasdik ve teyit idrakı tahsin ve tecdittir vazifemiz.

282) Müctehidin gayesi odur, olur marziyat-ı ilahi. Mübtedi’nin gayesi odur, olur marziyat-ı insani.

283) Kesretten arındım, sevginle barındım. Ben Sana adandım, kabul et Allah’ım!

284) Kelimeler söz olur, kimi zaman aş olur. Bir taş olur, bir ataş. Yüzde kaş olur, baktığın göz olur. Kor olur, köz olur, aktığın öz olur.

285) Tercihimiz baş olmak, benlikte yok olmak, gözlerde yaş olmak, aşk ile tok olmak, açlığa aş olmak, hedeften sapmayan dosdoğru ok olmak, müttakîne baş olmak.

286) Çağrımız Kur’an’a, akıl ermez durana. Selâm olsun duyana, bu davete uyana, Hakk adını anana, aşkımızla yanana.

287) Hakk âşığı hakikatın elidir, halk nazarında yalnız bir delidir, mum gibi erir, etrafına ışık verir.

288) Hastalık, sıkıntı, musibet olur günahlara kefaret, yahut olur terakkiye alamet. Yeter ki sen güzelce sabret!

289) Diplomayla âlim olunmaz. Para kazanmak için, ilim tahsil olunmaz.

290) Kur’anla dirileceğiz, sünneti bileceğiz. İlim ile hikmet ile, İslâm kokan güller ile, bülbül olup öteceğiz.

291) Rahmet-i Rahman şamil, ahkâm-ı Kur’an ile âmil, görür insan-ı kâmil.

292) Tasavvuf Allah’ı sevmek, Allah için sevmek, Allah için olmayan her ameli ve her sevgiyi Allah için terk etmektir.

293) İsraf etme zamanını, sen kalk kıl namazını! Hakk’tan dile amanını! Duyar O niyazını, ne hoş verir cevabını.

294) Siyasetle iştigal edenler de gerek elbet. Lakin bizim vazifemiz yalnızca diyanet.

295) Dersin: “Dua öner!” Elin başka söyler, dilin başka söyler. Dua sana n’eyler?

296) Yazmadım, yazdırıldı. İman için, İslâm için, gül kokan bülbüller için yüreklere kazdırıldı.

297) Ara dur, hilkatteki gayeyi bul! Hikmet budur, Hakk’a olmak güzel bir kul.

298) İmandır yüreklerin ferahı, kalmaz kimsede mazlumun ahı.

299) Terk edersen şol dünyada ihlası, görürsün ukbada gerçek iflası.

300) Ettin kendine yazık, günah ne kötü azık.

301) Hakk içindir insan aklı, vicdan ki her daim haklı.

302) Vahiy önce gelir ey akil! Yerinde kullanılmalı nakil.



Şair'ül İslam Yunus Kokan / 15.07.2019

Bu yazı 64 kez okundu.


YORUM YAP



YORUMLAR

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©