kağan işçen (kagan_iscen)
Gözlerimden Al Kendini Ruhunu Aldım Ellerime
Gözlerimden Al Kendini Ruhunu Aldım Ellerime
yenilendim uygun görmedim eskimeyi hiçbir anımıza
ben yıkık köprüler gibi unutulmuş olsam da
içimdeki keskin ırmaklarını unutamamamın diretmesi
bu kar neşesi
bu eldivenliği ruhunun
ellerime geçişi öyle neye dokunsam
kabuk bağlamadan yaralarım
ruhundur ellerimdeki
hangi yangınımı kar topu yapsam şimdi
gülüşsüzlüğüne
gelmeden gidebilmene
açmadan hiçbir kapıyı
kapamana yüzüme
hiçbirşeye başlamadan
her şeyi bitirmene
yiter gibi var olmadan hiç
ruhundur ellerimdeki yangının çığları
hiçbir tutunmak öksüz değildir artık
bakmama nankör bir gökyüzüdür
sularını çekişin çöllerimden
sığ zamanlarda ayrılarak da yaşar sonsuzluklar
yıkar tüm ön yargılarını defterine beni yazmışlığının
“şırıl şırıl akar görmezliğim senden başkasını
akar gider usturasına aldırmadan hayat gerçeğinin
beni sensizlik değil sensiz yaşamak öldürecek
köreltecek kesiklerimi sızmayacak dünyaya ışığın”
kendini çıkar at ellerimden
dokunayım bir kezcik de olsa sensizliğe
kendini çıkar at gözlerimden
özledim sensizliği
sana başkaldıran kendimsizliği
belki anlarım ki
ben kendimin sensizliğiyim
sensizlik ne ki
ben yıkık köprüler gibi tatlı şirin acınası eskiliğimle yeniyim
ne sana ne kendime ne sensizliğime bu kederli sitemim
yıllarını unutmamış acılarıma öfkeliyim bu denli unutmasızlığa
acıların unutmamışlığına dinmeyen öfkemin en yakın anlamıdır
gözlerin
oysa ben
gözlerinin de ötesindeyim artık
ruhunu aldım ellerime
sen sen olmaktan çıktın artık
ellerimde esen
eldivenlerim oldun
dünyaya dokunduğum
kendini çıkarıp bir atsan ellerimden
dünyaya bir sensiz dokunsam
ilk ölümüm mü olur umarsız
son intiharım mı
sensiz hayata dönmek
bulunmaz bir fırsat mıdır
bir bilsem
bilmiyorum
tahammülüm yok yağmursuzluğuna
mecburi yağmurunum yorgunluğu hiç öğrenmemiş
seni böylesine çıldırtan tek yükün
ya da
dudağını büktüğünce
gözlerimi ısrarla tek sana açışıma say
aklımdan çıkmayışını
kaderin senin unutulmamak
benimse unutmaya çalışmak
gözlerini de değil
gözlerinin ötesini
sonsuzadek
sadece seni
sadece seni özlüyorum demek gibi
göç kuşlarının son çığlıklarıyla yarışarak
nefes nefese kalmış bir çocuğun
bir saniye ötesini
bir adım önünü bile görememesi gibi
sonsuzadek
sadece seni
sadece seni
arıyorum demek gibi
bir can yitimi değil mi ki her şeyin sonu
yoksa aşk bu mu
unutmak mı ki yolların yüründüğünü
suların içildiğini
ateşin yakıldığını
gözlerin ağlayıp güldüğünü
tatların tadıldığını
seslerin duyulduğunu
yaşarken ölündüğünü…
göğü ve denizi bıraktım pervasızca
gözlerini gördüm göreli
tüm mavilerin tek belalısı
uslanmaz karabatağı benim artık
sensin her şeyi birleştirip ayrıştıran
sensizliğimle tüm şarkılar tek bir şarkı
ancak ayrı bir ömür aldığım her nefes
her ses sanki senin sesin
sen sanki bu karşımdaki herkes
ancak ne kadar farklıyım böyle
sensizken kendimden
duyduğum her ürperme
ne kadar farklı birbirinden
sensin her şeyi başlamadan bitiren
ne üzerimi örttün
ne buzdağlarımı yar ettin güneşlerine
sensin bitirmeden başlatan her şeyi
ne ilk rüzgarı oldun son yalnızlık bahçemin
ne içimdeki ilk boşluğun son karesi
ilkim sonum yok
ötem ardım
uysalım sensizliğime
sen ağacısın düş salıncaklarımın
düş ağacımın tek salıncağı
dönmeme izin verme hayata
bırak ıslak kalsın dizelerim
yıllara meydan okusun
kendimsizliğim
sensizlik ne ki
Kağan İşçen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir toplam 482 kez okundu.
2.01.2009 23:35:13