özgür yıldırım (sanatveben)
KIRK YILLIK MEKTUP
Kırk yıl ötesinden mektubun var sevdiğim
Bir bakıver posta kutuna
Adımı filan yazmadım altına
Hani anlarsın diye
O üç harfi yazdım gönderen yerine
Hatırlar mısın bilmem
Hani yeni girmiştim on yedime
Daha ilk gençliğimdi
İlk gerçekliğim, ilk gerçek sevgim
Parkelerden ibaret yollardan gelirdim sana
Çıkıp bir umut kapısına
Seni beklerdim
Beklerken süslü sözler eklerdim
Zaman satırlarının arasına
Sense gelip geçerdin işte önümden
Topuklarınla vura vura kalbimin ortasına
Hani bir de ilk yağmurumuzu yemiştik
Bardaktan boşanırcasına
Bir şemsiye altına girmiştik ikimiz birlikte
Şemsiye üstümüzde, ben sende sen ötelerde bir yerdeydin hâlâ
Kala kala
Yine küçücük umutlar kalmıştı bana
Bir de tesadüflerimiz vardı ara sıra
Sen benim sevdiğim şarkıları dinlerdin
Ben dinlemekle kalmaz şarkıları senle süslerdim
Durmaksızın çıkardın karşıma bir yerlerde
Nerde adının baş harfini görsem
Bana deli demeyen kalmazdı
Olurdum bir sersem
Bir de neyi sevsem
Sen olurdu
Geceye vurulsam; gözlerin gecedir.
Güle tutulsam; gül yanaklarının ta kendisidir.
Neyi sevsem sen olurdu
Seni sevdim senden bir tane daha oldu.
Şimdi sensiz kırk yıl. Öteki senle kırk dört oldu.
Hatırlar mısın bilmem
Herkese bir ömür demiştim
Bir ömre vardı oldu
Hâlâ yeni girmiş gibiyim on yedime
Belki yolların parke değil
Yıllardır geçmedin de önümden vura vura kalbimin ortasına
Ama ben dün yine çıktım o umut kapısına
Bugünse yağmur yağdı yine bardaktan boşanırcasına
Kırk yıl ötesinden yağmurlar getirdim sana
Kırk yıl ötesinden mektubun var sevdiğim
Bir bakıver posta kutuna
Adımı filan yazmadım altına
Hani anlarsın diye
O üç harfi yazdım gönderen yerine…
Bu şiir toplam 571 kez okundu.
11.01.2009 13:34:04