Zafer Güler
Bulantı
Bir sabah kalktığımda değişmişti her şey. Tadı yoktu sabah çayımın. Kaç kaşık şeker attığımı saymadım ama tadı yoktu işte. Her sabah içtiğim çay değildi. Kafesteki kanaryam her sabahki gibi ötmüyordu. Sesiyle uyanmaya alışmıştım oysa. Kulaklarımı tırmaladı bu sabah sesi. Acımasaydım kafesle birlikte atacaktım pencereden dışarıya. Hangi elbisemi giyeceğime karar veremedim. Hani utanmasam çıplak çıkacaktım dışarıya nerdeyse. Hiçbir şeyin tadı yoktu bu sabah.
Dışarısı karanlıktı, günün ortasında. Çarpa,çarpa yürüdüm insanlara kaldırımlarda. İşe gitmek istemedim. Patronumu arayıp bir yalan uydurdum. Ne dediğini anlamadan telefonu suratına kapadım. Eminim yine ardımdan sektirmiştir yine. Umurumda değil doğrusu bugün. Ne derse desin. Ben tat almıyorum bugün.
Hayatımı sorgulamaya başladım. Niçin varım? Ben kimim? Bu kaldırımda ne işim var? Şu karşıdan gelen kim? Hayatımda yanımdan geçmesi dışında ne anamı var? Sorular, sorular…. Tırmalamaya başladılar beynimi.
Kaç saat geçmiş dışarı çıkalı. Nerdeyim ben, nere gelmişi böyle. Az kalsın gelmeseymişim kendime hayatın kıyısından düşecekmişim aşağıya. Orda bir tat bulabilir miydim acaba!
Akşam oluyor ben hale dışarıda yürüyorum. Kaç saat geçti. Yorulmadım da. Yıldızlar görünmeye başlamış bile. Saatler yalan söylüyor galiba. Yıldızların izlemesi güzel değil bugün. Gökte öylesine duruyorlar işte. Kim demiş romantizmin mumlarıdır diye yıldızlar. Hiçte öyle değil.
Bir bulantı başladı midemde. Kötü oluyorum. Yine midemi bozdum galiba. Her seferinde diyorum hazmetmiyor bedenim bu sefer az yiyeceğim diye. Dün akşam yine çok kaçırdım galiba hayatın anlamsızlığını….
Bu şiir toplam 710 kez okundu.
22.07.2006