Ahmet Taşkın
Yapayalnız Bir Anne
Belinde peştamalı Karadenizli kadın,
Fındık dalı bastonu, küçük boyundan aşkın.
İki büklüm beliyle hayata küsmüş gibi,
Çizgi dolu çehresi kurumuş toprak gibi.
Nüfusta yetmiş altı, bedeni yüzü aşkın
Kederli bakışları hem kaygılı hem şaşkın
Baston tutan elleri tamamen nasır olmuş,
Ne türlü çile varsa arayıp onu bulmuş.
Bu anne için oğlu tutunacak bir daldı
Yavrusu yoksul fakat evi küçük bir bağdı.
Baharlarında karlar, fırtınalar dinmedi
Yaşlı kadın çırpındı, oğlu kumarda idi.
Kumar borcu birikti oğlunun dağlar gibi,
Annenin gözyaşları, seller pınarlar gibi.
Bir gün kumar başında oğlunu öldürdüler.
Oğul bir umut idi onu da söndürdüler.
Nasıl taşır bu yükü yaşlı anne bedeni,
Dört tane yetim kaldı parçalandı ciğeri.
Bir de ölen eşine ağıtlar yakan gelin.
İşte hüzünlü tablo, onu silmeye gelin.
Sanmayın morgda yatan oğlunun cesediydi.
O, annenin yüreği, ciğeri, bedeniydi.
Bütün gücünü toplar çıkar savcı önüne
Oğlunu öldürenler bir ceza alsın diye.
Titrek, ürkek ve sönük sesiyle olanı der.
Ne olur savcı oğlum, canileri bulun der.
Yangın yerine dönmüş, bağrı sönmek istiyor,
Her şeyini kaybetmiş tek adalet istiyor.
Zaman geçer oğlunun canileri bulunmaz,
Yangını söndürmeye bir damla su bulunmaz.
Can gitti, canan gitti, peşinden bir hak gitti.
Elinde bastonuyla yaşlı bir anne gitti.
Not: Yaşanmış bir olaydır.
Bu şiir toplam 571 kez okundu.
10.05.2013 13:54:38