Dursun TOMBUL (Dursun TOMBUL)
BEYOĞLU ADINDAKİ MABED
Zaman acımasızca kendini asmıştır,
Gölgesi uzanır merdivenlerine.
Nice aşklar yaşanıp,
Külleri hatıra kaldı
İstiklal Caddesinde.
***
Söylenecek bir şey yok.
Pera-Palas’da sükun buldu
Yorgun seneler.
Tünel’de hala bekleniyor
O vefasız sevgililer.
***
Akşamın
Kasvetli bulutları çöküyor,
Anıların üzerine birer birer.
Odakule, Latin Kilisesi,
Ayakta zor duruyor, üzülmekteler.
***
Sadece Haçopulos Pasajı bilir;
Orada Rum Kızını nasıl sıkıştırdığımı.
Dayanılır gibi değildi etli dudakları.
Bugün tanımamazlıktan gelip geçsem de
Mazimizin tokadı, kızartır suratımı.
***
Tam ortasında kalmışımdır,
Galatasaray Meydanı’nda.
Balık Pazarı’ndaki kokular,
Çiçek Pasajı’nın kusmuklarına karışır.
Hayallerin aksidir, orada sızıp kalır.
***
İnci Pastanesi;
Deri derin süzer beni, anlayamam.
Her köşe başında yorgun yaşamlar,
Susmaz hayat kadınının şuh kahkahası
Kulaklarımda patlar.
***
Kelimelerle tarif edilemez;
Ağa Camii’nin minberinde uyur
Huzurun ta kendisi.
Tespihlerde ard arda dizilidir
İnsanlığın sevgisi.
***
Fransız Konsolosluğu’ndan geçerken,
İçim burkulur her nedense.
Çıkagelir ayrılık sinsice.
Hani “ölene dek bekleyeceğim” diyen
Çilli sevdiğim nerede.
***
Sarhoş akşamların altında kalmıştır,
Taksim Meydanı.
Yaslanır omuzlarıma;
Bıraksam
Yığılacak raylara boylu boyunca.
***
Üzerimize örtmüşler çaresizliği;
Yaşam,
Ha düştü ha düşecek yakamızdan.
Duygular dağılmıştır açık saçık.
Gizemli Beyoğlu Mabedi’nin
Dayanılmaz uykusundayız artık…
Bu şiir toplam 431 kez okundu.
20.03.2013 16:59:22