kemal alkan (kemalat)
CİHAN KARS
Gelir misiniz? Götüreyim sizleri ta Kars’a.
Uçak ile bir buçuk saat,
Karayolu ile çok sürer.
Fakat yine de tercihim;
Kıvrım kıvrım yollar,
Dağlar, tepeler, şehirler,
Çaylar, dereler, ırmaklar geçmek.
Camış, davar, kaz sürülerini seyretmek,
Leyleklere, kargalara gülümsemek.
Kasketli, çarıklı, sarıklı,
Atkılı, yaşmaklı, tülbentli,
Emmileri, bacıları, bibileri,
Tezek ile boğuşan,
Tarlada koşuşturan,
Kucaklayıp, yalayasım gelir
Kir pas içinde çocukları.
Başkent, orta yerden başlayalım
Seyahatimize.
Kayaş, babamın yazıhanesi,
Doğu yaka otobüs terminali.
Müsaade istiyorum evvelâ
Ve ruhuna bir Fatiha.
Çıktım Elmadağı’nı yokuşa,
Bakıyorum, Kızılırmağa.
Dümdüz ova aşağıda, Kırıkkale.
Büyük Yağlı, Küçük Yağlı, Delice.
Sorgun, Yozgat’tayız şimdi de.
Mola verdik, Akdağımağden’de.
El sallıyorum 4 Eylül’e,Yiğido’lara,
Aşık Veysel’e, sazı özü bir olanlara, Sivas’a.
Terzi Baba’ya,
Akla gelir Erzincan deyince,
Merhum, Recep Yazıcıoğlu’na.
Dicle’ye, Fırat’a, Sansar Deresi’ne,
Kemah ile Kemâliye’ye.
Löp löp yağlı etler kuşkanada,
Tercan’da, dinlenme tesislerinde.
Kop Dağı, Bayburt yol ayırımı,
Geldik Aşkale’ye.
Gazi Abdurrahman Sahabe’ye,
Er kişi idi Nenem Hatun,
Dumlu Baba’ya, Emrah’a, Aziz Hoca’ya,
Sümmani Baba’ya, selâm olsun,
Palandöken eteğinde dadaşlara.
Kucak açtım aşığa, sarhoşa, veliye,
Kırklara karışan Hasankale’de,
Şakir bin İbrahim Hakkı’ya.
Köprübaşı, Karasu, dökülecek az ileride,
Ta ki Mezapotamya’da, Basra Körfezi’ne.
Lavaş ekmek ellerinde,
Doluştular otobüse, Horasanlı gençler,
Bir de tereyağı olsa yanında?
Karakurt, Aras Nehri,
Kağızman, Iğdır, elma ile kayısı bahçeleri.
Biz çıkacağız yukarıya,
Çam ormanlarının arasından, Acısu’dan.
Muavin gardaş, söyler misin kaptana?
Açsın biraz pencereleri,
Yenilensin hücreler, bol oksijen ile.
Kayak merkezi, tam sekiz kilometre pisti,
Tıklım tıklım otelleri.
Doksanbin aslan yatağı, Sarıkamış,
Allahuekber Dağları,
Okudum bir Fatiha, üç İhlas’ı.
Başköy, Mustafa Dayım, Efem ve âli,
Peygamber nesli, öptüm ellerinizden,
Aldım izninizi.
Köküm İslâm, adım Selim,
Parsadan, Küçükçay köyüm,
Merhaba.
Uğrayacağım, tekrar sizlere.
Dikme, Ladikars, kaptan frene bas,
Başçavuşlar sıra sıra
Önce sen yol ver onlara.
Salât ve de selâm ile,
Kavuştuk işte, memleketim Kars’a.
Gazi Serhat Kars hususî nişanı,
Abdülmecit verdi bu unvanı.
Hangi kahramanlığından sonra?
Say say…
Hacıbektaşı Veli, Mevlâna yoldaşı,
Hasani Harakani,
Sensin beldenin öz hamisi.
Unutulmuştu saz ile ozan,
Hayat buldu yeniden
Kiziroğlu,
Âşık Murat Çobanoğlu ile.
Dolaştım zaman tünelinde,
Kaç bin yıllar öncesinde.
El sıkıştım,
Guguz oturup türkü söyledim,
Uzun hava eşliğinde,
Anı Harabeleri’nde.
İshak Emi,
Kekik kokulu tepenin eteğinde,
Kum kum tereyağı, lor peyniri,
Akyazı’da, kerpiç damlı evinin bahçesinde.
Paşaçayırı’nı, Susuz’u, Digor’u, Arpaçay’ı,
Öküz götüren Kars Çayı’nı,
Beldirvan’la, Kürekderesi arasında kalanı,
Dolaştım özlemle,
Karadağ’ı, Kaleiçini, Kars Kalesi’ni.
Akşamüzeri mezrada,
Sıcacık lavaş, içi dolu göger
Bu şiir toplam 734 kez okundu.
19.09.2013 11:44:06