DUYURULAR

hüseyin özdemir Koca Reise Muhsin Yazıcığluna Şiiri

Facebook'ta Paylaş! Twitter'da Paylaş! Sık Kullanılanlara Ekle!
Harf Boyutu Küçült Harf Boyutu Normal Harf Boyutu Büyüt
Puanınız kaydedildi.
Teşekkür ederiz.
0,0
0
Şiire puan verin!

hüseyin özdemir (amasya-tokat-sivas)

Koca Reise Muhsin Yazıcığluna

Kore savaşının yeni bittiği yıllardı

Şehitlerimizin mektupla geliyordu kara haberleri

Ta gün doğumundan –gün batımına

Elmalı köyünde ezan okunuyordu

“Tanrı uludur” yerine “Allah’u ekber” diye

Ağlıyordum,ağlıyordum,ağlıyordum

Ne zaman ki ,sağ kulağıma ezan

Sol kulağıma kamet okundu

Ben sustum anne…

Bu ezan ve kamet’in namazı,

Ne zaman kılınır anne

Rahmetli Menderes dar ağacındaydı

Son arzusu soruluyordu,

Biraz sonra yağlı urgan boynuna geçirildi

Hakka yürüdü…

Bu vatanı bizlere emanet ederek

Ben sustum anne…

Yirmi yaşımdaydım artık

Yetmiş dört yılının yirmi temmuzuydu

Kıbrıs semalarında uçaklarımız

Akdeniz’de gemilerimiz

Al bayrağa sarılı şehitlerimiz

Ben sustum anne

Gözleri görmese de

Gönül gözüyle görüyordu

Sazına vasiyet ediyordu Veysel

“Ben gidersem sazım sen kal dünyada” diye

Ben kime vasiyet edeyim

Ben sustum anne

Seksenli yıllardı artık…

Zindanlardaydım

Üstadın dediği gibi:

“Zindan iki hece ,Muhsin’im lafta

Baba katiliyle,baban bir safta”

Sorgusuz- sualsiz

Tam yedi sene ,dile kolay

Üşüyorum anne…

Senin sıcaklığını arıyorum

Üşüdüm anne ...

Yusuf gibi ağlıyordum

Ağlamam kesildi

Ben sustum anne…

Üç defa vekalet verdi

Bu memleket bana

Sivas’ı Şarkışla’sı ve Elmalı

Yetimin hakkını yedirme diye…

Yedirmedim anne…

Yemedim anne…

Senin bana öğrettiğin gibi

Hep doğruyu söyledim anne…

Hep haktan yana oldum

Nokta kadar menfaat için

Virgül gibi kıvrılmadım

Ben sustum anne

Karış karış dolaştım bu memleketi

Hakikati haykırdım anne…

Bıkmadan usanmadan…

Yağmur çamur demeden

Hep söyledim anne

Beton çok soğuk,üşüyorum anne.

Zulüm Azrail bile olsa,hep hakikatı tutacağım,

Mukaddes davalarda ,ölüm bile güzeldir anne…

Gençliğimizin bir elinde kur’an,

Bir elinde bilgisayar olsun anne…

Ölüm inançsız insanlar için korkunç bir son,

Fakat inananlar için,ne kadar zevkli bir başlangıçtır anne…

Bir saniyesine bile hakim olamadığımız bir dünya için,

Bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok anne…

Haksız bir dava uğruna sultanlık yapacağıma ,

Haklı davada tek başıma yürüyeceğimi söylüyorum anne

Daha ne söyleyeyim anne…

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdular

Onuncu köye gittim anne

Ben sustum anne…

Sütçü imam’ın diyarından

Bozoklar diyarına gidiyorum anne

Bu kış mevsiminde

Kelebekler gibi dönüyor pervaneler

Göksun dan-yerköy’e uçuyoruz anne

Sisli,karlı buz gibi havada ilerliyoruz

Üşüyorum anne

Önümüzü göremiyoruz

Düşüyorum anne…

Keş dağını aşamıyoruz anne

Kuru dereye,kanlı çukura

Kanlarımız akıyor anne…

Elli altı yıllık hayat yolculuğumuz

Buz gibi bir mart ayında noktalanıyor anne

Toprak değil karlar üstündeyiz

Üşüyorum anne

Buz gibi kar üstünde

Donuyorum anne…

Hüseyin Kerbela’da susuzluktan yanmıştı

Biz soğuktan yanıyoruz anne

İbrahim Halilullah’ın İsmail’i gibi…

Kurbanız anne…

Tarih yirmi beş mart iki bin dokuz

Güneş doğmuyor artık

Şafak atmıyor artık

Acil servisler sustu,

Radarlar sustu

Altı can,bizde sustuk anne

Nice kazalar geçirdik

Kaderde yazılı olan

Bu son kazamız anne…

Bu şiir toplam 494 kez okundu.
9.02.2014 12:16:50

Bu şiire henüz yorum yapılmamış.

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©