kağan işçen (kagan_iscen)
Hayatın Kendinde
suç sarmalında kınsız
ter bıkkını
buğusuz bir ilkyaz kokusundan kaçak
sakındığım gizlerim gidişim kendime
badem ağaçları kaldırımlara taşkınken
üstelik
içimden geçirdiğim şarkıyla ağlar gibi
eski sokak gölgelerine özlemli
ev girişlerinde özlediğim karşılama seslerinden kalma
sen değilsin biliyorum...
kendimi tanımam imkansız şimdi
dünya ağrısı diyorum adına
sözlerim sevgiye yabancı kalmamalı
hiçbir bitişte
ya da hep bir bitiş anı da olsa
hayatı idare etmenin rötuşu
yağmur delisi iklimlere muhtaç
bir ayrılığa teslimim
ben değilim biliyorum...
her sabah bir başkası olur
tetiğine asılan
karşısında kaybolduğum aynanın
sırrı hayatın kendinde mutsuz
beyazı toz düşkünü bir doğuşta
ağustos sonlarına kırık köpekler gibi
ıslak bakışlı
yazlık sinemalarda bırakılmış
bir kaygısızlığa aç
bir acıdan ötedesin
sensin biliyorum...
çantamda yarım bırakılmış kitap artıkları
arkasına düşmediğim sevgiler adına şiirler yazıyorum
öncesi heder virajlar sonu tumturaklı öfkede
tesadüfen yakalandığım o ara batışın
radyolu zamanlardan kalma arkası yarınıyım
öyle bir saflıkla ağlıyorum
kayan yıldızın kendini unutturuşuna
benim biliyorum...
avuçlarım terli bir yoksunlukla mağrur
sokaklar kırık taksim
tanrım...şimdi sana kaldı mı yüreğim...
olsun...olsun...
içimdeki göçük bahçenin soluk nergisine sarılıyorum...
huysuz bir çocuğa dönerken mevsim
en çok kendini yenilemesini seviyorum bu adsızlığın
hiçbir ansızlığın hakkını yemeden
tüm tarihi henüz hükümsüz
yırtık bir defterin bulunuş sürekliliği gibi
sensin biliyorum...
kağan işçen...
Bu şiir toplam 329 kez okundu.
1.07.2014 01:40:39