kağan işçen (kagan_iscen)
Orta Hallii Gerçeğe Aşk
nasıl bir doğa gibi uyanırsın içimde
kirpiklerim güneşe ömür tavizi açılır
kedisiz sokaklar gibi o ağlama histerisinde
kimseye yazılıp söylenmemiş bir adada
bir bir sayıp da ellerine yakıştıramadığım
kuşlar bile geçmez aklımın ucundan...
gelir çatar sonsuzluğun kapısına
daha da ötesi anlatılmamış rüyalarım
aklımdan geçenler de kaza kurbanı
karanlığa da küs tüm bitişlere küs
kente uzak o kaygısızlıkta kış kokulu
isterse çaresizlik olsun bütün bu
yaşananların adının yarısı
ruhum kramplı
ve
uzun yoğun...
aydınlığına mı kapıldım
düş masama dökülen saçlarının
tel tel gemilerini alıp gitmelerinle perperişan
değişik resimlerle gelirken gözümün önüne ölüm
insanlar mevsimlerle karınlarını doyurup
geçim kapısı eylerlerken anılarını
uzun etekli ve güleç kadınlar çizme çağında ben
kızları ne mutlu ne mutsuz ara sokaklarda
yeniden canlanırım
canlanır sobanın başındaki uykum...
savaş olmadan bile savaştan kaçar çocuklar
özneleri tanış seviler sarmaşıklaşır duvarda
orta halli bir geceye doğrulukta yanıp tutuşmaksa bu
ben ben olamadığım içindir
biz biz olamadığımız için
ekşi odun kokuları taşıdığım odunluğun
aklımdaki kalıcılığında
ağladığım gibi kapıldığım bu zorunlulukta
ilan ediyorum işte çıplak gerçeğe aşkımı...
kötü ve havasız kronik ateşli
ölme anlarında doğal bir üstünlüğü olan
yalnızlık bu
kent turlamalarında tozlu sahaflar düşkünü
her ihtiyarda kendisi...
ve yüksünmek yok bir daha aynı aksanla
ince çay bardaklarından kalma
parmaklarını dudağıma dokundurmadan
eski ağustos gölgelerine kan ter içinde hevesli
hiçbir şehrin tarihini birlikte yazmadık çünkü
hiçbir hiçliğin şiirini okumadan karşılıklı
ayrı ayrı dönmedik soğuğu kirli evlerimize
kim olursa olsun işine geliyorsa dediğim
gerçek bu...
kağan işçen...
Bu şiir toplam 360 kez okundu.
1.07.2014 01:44:32