A.Yavuz Yavrutürk (kalave)
ESİRGEYİCİ
l
Sevmek ölmekti bazen literatürlerde
bazen de dokunmak yasaksız
aşkı anlatırken buskaglia,bileliğiyle
aşka inanmış iki insanın
ayrı tenden çalan iki eli
dokunmalıydı birbirine
ki aşk hayat bulmalıydı kutsanan dokunuşlarda
ve biz günahlarını yakmalıydık
bu vefasız şehrin.
Bağışlamaz bir bakışla baktın gözlerime
bir an kayboldum gözlerinden
sevimsiz ellerin yazdığı hayatlar yaşıyordun
yüreğimi kurban ederek giyotin darbelerine
sen inciniyordun
inciniyordum
kendini yaşamaktan korkuyordun
ll
Seni tanımıyordum,adını bilmiyordum
her köşebaşı karşılaşmalarımızda beni kuşatıyordun
seni seviyordum.
ne zamandı tanışmamız hatırlamıyorum
sabahtı galiba
geceye denk gelmişti ayrılmamız
yangından kaçırırcasına ellerini
ceplerinde saklıyordun.
Korkuncun aynasında yansıyan rüyalardaydık
ağlamaklıydık ikimiz de
/kabus dolu düşlerden katran damlıyor/
gitme..!
bir çuvaldız bul ya da bir iğne
batır kaba etlerime
uyandır beni
ya da ben parmakuçlarımla dokunayım göğsüne
birimiz çabuk davranmalı
bu kabustan uyanmalı
haydi..!
lll
Beynimde subakut hematom mu ne!
kasabanın sessiz bir köşesinde öleceğim
ve yalnız
damarlarım monitol içiyor merhamet ellerinden
ve canım acıyor
gözlerin uysallaştırıyor beni
dokunuşun çarem
korkunç bir düş görüyorum içim geçince
-gidiyorsun-
dur diyorum daha çok erken
ağlamaklıyız
böyle olmuyor
herşey başlamalı yeniden.
lV
gülümsüyordu içi gözlerinin mutluydun
ben yanındayken
unutmuştum beynimdeki acının hengamesini
firari yaşamlarımız buluşuyordu yasak mevzilerde
yalanlar söylüyorduk sonra birbirimize
/oysa seviyorduk/
yüreklerimiz kaçak çarpıyordu sevgiye
itiraf edemiyorduk uzayıp giden gecede duygularımızı
gözlerimiz tokuşunca karşılıklı
yırtılıyordu yalanlarımız kendiliğinden
sessizce ve kendi halinde değiştiriyorduk yazgımızı.
V
Açtım,başım dönüyordu
karanlığı gözlerimin zoruyla yırtıp gelmiştim
elimi uzattığımda kayboluyordun
elime dikenler batıyordu
sitemli bakıyordun feri sönmüş gözlerime.
/ve utanmıştım/
ondandı senden çalıyordum gözlerimi
odadan çıkarken
mermer bir heykel gibi durmuş
hüznü yansıtıyordun duvarlara
gitmeliydim/gidemedim
döndüm sana gelecektim
/gittiğim her yol sana geliyordu nasılolsa/
ayaklarım dolandı birbirine
arkamdaydın,bekliyordun biliyorum
birşeyler söylemem gerekiyordu belki de
açamadım seni özleyen gözlerimi
karanlığın içinde bir uğultu boğuyordu o an beni
sana ulaşamıyordum.
Vl
Sonra seni aradım
sen yeni uyanmıştın ashab-ı kehf uykusundan
boğuyordu kelimelerin tarifedilmez kavgalıydı
ben gökyüzünün en küçük en sönük yıldızıydım şimdi
senden düşüyordum ani,bir cehennem çukuruna
akıyordum.
küçüktüm işte,ışığım sönüktü
kimse görmüyordu / kaderimdi bu
sen gözlerini kapatıyordun.
korkmuştum
iliklerime neşter vuruyordu ölüm
uyumak niye bu kadar zor olsundu ki
ölüm de bir anlamda uyku değil miydi sanki
sa
Bu şiir toplam 894 kez okundu.
7.05.2007 02:53:10
Mehmet Nas
ümit yıldız kardeşime cevap vermek istiyom ben.kardeş güzel yorum yapmışın ama şair kelime zenginliği açısından bizce yeteri seviyede zaten.ama şiirde kullandığı kavramlar biraz da tıbbi terimler,yani o kelimeleri kullanması gerekiyormuş demek. bir de şu var o şiiri dikkatle okuduğunuzda tamamen bir sevgi aşk şiiri olduğınu göreceksin.cinsellikle ilgili temalar işlenmemektedir.bu şiir için yazanı yürekten kutluyorum.süperr olmuş
umit yıldız
şiir güzel ama bilmediğim çok kelime var sanırım yazarken kelime hazinesini geniş tutma kaygısı vardı..biraz da fazlaca erotik..ya tam yakmalı ateşi ya da masumane şekilde devam etmeli.. biraz ritm bozukluğu olmuş orada..anlatılan aşk güzel ama aniden kaba etler göğüs uçları ifadesi hakikaten biraz uçuk kaçmış..