kağan işçen (kagan_iscen)
Hangi Kıyısındayım Gülüşünün
Hangi Kıyısındayım Gülüşünün
hangi kıyısındayım gülüşünün
özlemler yorgunu sözcüklerimde
arı duru yaz çiçekleri
seni de değil
şöyle bir anılardan gelip geçişini özleyen
anlam yitti
yüzlerimiz yok artık
gözlerde hep aynı boş muamma
soytarılığın da bir şerefi vardı
okumaya vakit yok yangınlarla örtülü
sabah yürüyüşlerinin uykusuzluk öykülerini
şafak vakti yağmurları geçirmez bir camdır
şaka yapar gibi geçen kışsızlık kışında
sakinleşmeye çalışan semtleşmelerimde
semt aşklarınızda sizinle benim
şımarık bir su geçirmezlik vardır şafak vakitlerimizde
hani sabah beşlerde falan öpüşürdük otobüs garlarında
öksüz bakışlı muavinler uyarırdı rahatlığımızı
düşlerimle silkindiğim vakit o piyano faslında
az daha unutuyordum ya o kemane taksimlerin
geceye şirk koşması kendini
ya o şiir yazmadan geçiremediğimiz akşamların
kuma çıkması çoğullaşan yatak odası saatlerine
kendime kastım biliyor musun
köprüaltım
yüreğimdeki şu cendere
hücremde tutamadığım gözyaşım
ayrılık vaktimiz çağıldar göz pınarlarımızın
mazlum mahzun ve ezilmiş ülkesinde
sana çıkacaksa yollarım ah benim
öncül aşkım saf vatanseverliğim
birlikteliklerimiz nasılsa hep böylesine işte
ergenekon’da gözaltı göz hapsi gözdağı
ölüm alıştırması
polis raporlarında içki şişelerimiz
şiir taslaklarımız kağıtlarında kahve lekeleri
sabah uykusuzluğu dedim ya bu huzursuzluğumuz
uygunsuzluğumuz
iddianamemiz kuşların dilinde
gayrı bize hayrı yok hiçbir savcının
bizi kendimize hapsedebilecek
bir başka iddianame bu
ne başsavcı
ne operasyon timlerinin sabah saygısızlığı
ne de gazete manşetlerinde yargısız infazda lafın gelişi apoletlerimiz
tiraj kaygısı gütmeden yazılacak aşkımız
dev iri puntolarla:
“aşkın yalnızlığını bu sabah gözaltına aldılar
yapılan aramalarda polis yüklü miktarda şiir ele geçirdi”
kağan işçen
www.antoloji.com
Bu şiir toplam 502 kez okundu.
3.07.2008 02:11:02