DUYURULAR

SERBEST KÜRSÜ

27-HİKAYE Mİ? BİZİ YAKAN


Yeni genç bayan öğretmenler gelmiş. İyi derslerin yerini, günaydın almış. Abi, kardeşin yerini isimler almış. İyi niyetlere çomak sokuldu, samimiyetlere darbe oldu. Sözde bize medeniyet gelmiş, sınıflar parfüm kokmuş. Kiminin midesi bulanmış, kiminin hoşuna gitmiş, kimi sevinmiş, kimi üzülmüş, yapacak bir şey yok, mecburiyet her şeylere bahane olmuş..
Hayatın gerçeklerimi Yoksa! Gerçeklerin sulandırılması mı? Bilinmez. Hayat bilinmezleri öğrenmek değil mi? Yanlışlardan uzak, doğrulara yakın olmak değil mi? Zaten yanlışlarda, doğrularda sanki yolunu şaşırmış. Kimi yanlışa doğru, doğruya yanlış diyormuş. Nasıl olur düne kadar doğru olan, şimdi nasıl yanlış oldu dedin mi? Özgürlük var kardeşim deniyormuş.. Özgürlük var ama kanunlar, gelenekler-görenekler var. Dinimizin helalleri haramları var. Yaşamak zorlaşmış vesselam, her şey karma karışık, birde dini mecburiyetlerden helal haramdan konuştun mu? Oldun gerici, örümcek kafalı.. Günaydın ne demek? arkadaşlar bilmeyenler soruyor haliyle, birbirlerine. Biri iyi sabahlar demek. Öteki gününüz aydınlık olsun demek, Bir diğeri aydınlık olduğunu görüyoruz zaden. Laf olsun eğlence olsun.. Bizimkine göre medeniyet savunucuların sözde medeni selamı.. Bir de tünaydını varmış, öğlenden sonra okula gelenlere tünaydın deniyormuş… Peki o ne demek, iyi öğlenden sonralar demektir her halde.. Şakayla karışık hazır cevap, ya tutarsa.. Bizimki ben hiç uğraşamam, günaydın diyene aynen, tünaydın diyene aynen deriz, Selam verene Ve Aleykümselam deriz. Sanki her şeyimiz bitti günaydın, tünaydınımız kaldı. Kırk günde öğretmen olanlara kızıyorduk. Şimdi dört yıl üniversite okuyanlarla uğraşacağız.. Küçük yerlerde memuriyet zor, geliyor onlara tabii olarak. Zaten bizim oralara gelen öğretmenler korkarak geliyor. Sanki biz büyük şehirli yiyoruz.. Her kes rahatının peşinde, rahat bir işim olsun, az çalışıp çok kazanayım.. Hem devletin işleri yarım kalmaz, ağır yürür ama durmaz zihniyeti değil mi bizi yakan. Oysa ben üzerime düşeni hakkıyla yapayımda, aldığım para helal olsun, devletim, milletim kalkınsın diyenlerimiz hep çok azınlıkta. Çok iyiniyetli olanlar var. Ancak, görmezden gelinirler. Sanki görevini iyi yapmak suçmuş gibi. Hep yalakalar ön planda. Çalışıp da hakkıyla bir yerlere gelenlerde mecburiyetten getirilenler. Bir işi bilen olsun sırtından geçiniriz ayakları. Mecburiyetten.. yani.. Hele kırk günlük öğretmenlerden Okul müdürü olur mu? Bizde oluyor.. Kıdem meselesiymiş, çay da dem, memuriyette kıdem.. Kıdem başarıya göre değil de çalıştığı yıllara göreymiş. Çalışmışta kardeş kırk günde öğretmen olmuş. Okuması yazması bizim gibi.. Yardımcı kitaplar olmasa ders veremez.. Vay memleketim vay.. Sanki bilinçli yapılıyormuş gibi. Bize gelen öğretmenler sürgüne gelmiş gibi, sinirli olurlar, zamanla alıştılar mı gitmek istemezlermiş.. Bizde dedikodulara inanmayan yok gibi..
20.11.19


EYYUP AKMETİN / 22.11.2019

Bu yazı 53 kez okundu.


YORUM YAP



YORUMLAR

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©