Elif ÇEL,İK
Yaralı ve Yalnız
I
Ayakların baş başların ayak olduğu
Her şeyin birbirine girip çığrından çıktığı
Mihrabı kalmamış bir ülkede yaşıyordu
Başdöndürücü bir hızla değişiyordu dünya
Akıl almaz bir hızla kirleniyordu her şey
Acıyla bakıyordu tükenen değerlere
Hiçbir yerde iyiye ve güzele yer kalmamıştı
Cahil ve kaba insanlar doldurmuştu her yeri
İncelik ve bilgelik aşağılanır olmuştu
Her şeyin rakamlarla ölçüldüğü
Katı ve sığ bir zamanın yorgunuydu
Derin bir hüzünle anıyordu geçmişi
Kimseye anlatamadığı duyguları vardı
Sürekli dayanılmaz bir çekip gitme
İsteğiyle boğuşuyordu içinde
Bütün yakınları tarifsiz bir uzaklıktaydı
Yaralı ve yalnızdı hayatta
Yakın değildi çocukları bile
Mağdur ve güçsüz kadınların
Hicranıyla doluydu; mutsuz ve muhtaç
Çocuklar ağlıyordu rüyalarında
Uzun ve ıssız gecelerde
Çekilip tenhaya sessizce
Saatlerce ağlamaktan başka
Hiçbir şey yapamıyordu
II
Mezar taşlarından
Kalandı, en çok
Gözlüğünü unutuyordu
Büyük ve gösterişli yapılar
Uzun ve gürültülü caddelerden
Ara ve sessiz sokaklara sığınıyordu
Her zaman dalgın ve düşünceliydi
Uzak bir yerlerden hep
Birşeyler bekler gibiydi gözleri
Bir yaprağı bile ezemeyecek kadar hassastı
Küçük ayrıntılardan
Büyük öyküler çıkarmanın ustası
Eskiden büyük bir merakla bilmek istiyordu herşeyi
Günden güne derinleşen bir acıyla yılgın
Unutmaya çalışıyordu şimdi birçoğunu
Bir solukta değil, yavaş yavaş okunan;
Sürükleyen değil, garip bir biçimde
Kendine çağıran kitapların yazarıydı
Usul usul, her sözcüğü
Yüreğinden geçirerek konuşuyordu
Oturuşu kalkışı, yürüyüşü ve duruşuyla
İnsanlarda saygın duygular uyandırıyordu
Kitaplar ve kitaplardı en yakın dostu
Sessizliği seviyordu
Güldüğü azdı
III
Her gece onlarca kanaldan sızan
Tatlı ve zehirli sularla
Beyinler yıkanmaya devam ediyordu
Gazeteler bu süreğen temizliğin
Yarattığı kirliliği , her sabah
Sayfalarına taşımakla meşguldü
Sürekli asık bir yüzle dolaşıp, bağırarak konuşan
En küçük birşeyden birbirini kırıp inciten
Bir kalabalığı anlamakta zorluk çekiyordu
Herşeyi şuursuzca tüketmeye ayarlanmış
En büyük hayali ''şöhret'' olmak olan
Baştan çıkmış bir neslin şaşkını ve üzgünüydü
Okumayan sormayan düşünmeyen
Sevgisiz güvensiz ümitsiz
Çocuklar büyüyordu her yerde
Sinsi ve merhametsiz
Bir yılandan , üzerine kapanarak
Korumaya çalışıyordu inançlarını
Bir acı deniziydi yüreği
Bir sürgün gibi yaşıyordu dünyada
Ölülerden başka anlayanı yoktu
IV
Ne mi yapıyor şimdi
Basıp nice acıyı bağrına
Işıksız ve umutsuz bir dünyanın
Bir yığın kederi ve sancısıyla
Acıdan ölmemek için yazıya
Çıldırmamak için
Gözyaşına sığınıyor hâlâ...
Bu şiir toplam 556 kez okundu.
2.03.2008