kağan işçen (kagan_iscen)
Hırçınca Bakma Ağustosa
Hırçınca Bakma Ağustosa
bitmese diyorum bu çarşı pazar
bu kalabalık
eğik duruşluluğu hayat çerçevesinin
zamanın yaralı ortasında
ortalık yerde olur mu deme
gerekirse şehrini de inkar edersin
ama unutkanlığa büktürme boynunu
ortalık yerde olur mu deme
başka bir şehirde ölerek
son vermek yalnızlığın bekaretine
verirsin
“uzun yeleli kısraklar koşar
iyimserlik bahçemizde
ağustosa hırçınca bakmanın geceliği üzerinde
esmerleşirsin beni istemenin gülüşü varsa
kan ter içinde damarlarında”
saklambaç oynardık girişken hüznümüzle
kaybederdik
biz saklansak hüznümüz dolaşırdı ortalık yerde
ne biz zamana sığardık ne zaman bize
aslında zaman da yoktu
akıp gitmezdi işte hiçbir şey
aşkta donakalırdık
ve zamanı da silerdik defterimizden
yerini seven yıldızlarda karar kılardık
“siz uyuya kalırdınız son kertesinde
normalleşme cehenneminin
biz ciddiye alınmayan şafağı azarlardık
musluğumuzdan gece yarısı akardı
ucu bucağı olmayan bir karanlıkla yüzümüzü yıkardık
ıssız kervanlarca kayan yıldızlar gözümüze kaçardı
yıldız
yıldızsa
bilmeliydi yıldızlığını
nasılsa
yolumuzu ayırırdık kuşkulu olan ne varsa
belki oturulmamış bir tabure
belki sonu huysuz bir gönül eğlencesi
belki saniyelerine yabancı bir saat
yolumuzu ayırırdık kuşkulu olan ne varsa
ve zamanı yenmeyen bir özgürlük
sınırsız atlasıdır kısır döngülü bir zamana esirliğin”
binbir biçimiyle itaatsizliğime sadık kalarak
yanacağım yanmak gerekirse
ama ne senin ne benim için
ne de gelincik demetli bir aldanma için
zamanın her şeye ilaç olduğuna
serçeli bir ağaç şarkısının zamansızlığı için
çocukluk aşkıma:
tez var git geçmişimden ne bulursan
devir ayaklarımın önüne
ve elma dersem çık
armut dersem çıkma
baş edebilirsem zamanla
ömrüm öder zararımızı
Kağan İşçen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir toplam 566 kez okundu.
9.12.2008 03:10:40