SERBEST KÜRSÜ
Düşten yeni çıktım, ben gelmesem Merhaba, Lal’ın annesi! Bugün büyük bir yasa sundum AŞK meclisine… Ve yemin ettim, yüreğimin karşısında, sunulan bu yasanın arkasında duracağıma dair! “Senden başka kimseyi sevmeme” yasası! AŞK veto etmek istedi bu yasayı başta! Ama karşı çıktık biz… Biz derken… Biz işte; ben, Grotesk, Nil, Nazım amca, Can baba ve ölmüş pek çok şair… Grotesk yorgundu, dertleşiyorduk her gece… Evet, hemen hemen her gece dertleşiyorduk Groteskle! Küfürler ediyordum sana, o sakinleştiriyordu beni ve aşkımıza yazdığı şiirleri okuyordu! Bitmek bilmiyordu geceler, o bize yazdığı şiirleri okuyordu… Bitmiyordu şiirler, ne anlam verilemez bir durumdu bu! O..... çocuğu harfler! Bir türlü bitmek bilmediler, bitiremedik onları… Nazım ve ben ana avrat sövdük, Can baba ana avrat severken onları! Grotesk ise kızmaya devam ediyordu bize… “Sövmek ayıpmış, biber sürerlermiş dilimize.” Ya parmaklarımız? Var mı üretilen biberli kalemler veya biberli tuşların bulunduğu bir klavye? (Sahi var mıdır dili parmaklarımızın?) Neyse, konudan koparmaya çalışıyor beni şizofreni denilen ibine… Nerede kalmıştık? Nil… Nil de mi kalmıştık? Nil de kalmadık… Nil den bahsetmeli ama… Nil mi? Nil hiçbir zaman anlam veremedi senin s.ktir olup gidişine… Senin gibi kokmayı tercih etti o, senin gibi taradı saçlarını… Daha sonra öğrendim de, yokluğunu hissettirmemek içinmiş bütün bunlar… Senin gibi kokması, senin gibi taraması saçlarını… Ve yatması benimle… Vs. Evet, Lal’ın annesi! Sen gittin; ama gitmedi onlar… Grotesk, Nil, Nazım amca ve Can baba… Gitmediler, kaldılar inadına! İntihar sempatizanı etmişti sensizlik… Duvarlarıma yazıyordum, çayıma katıyordum, ekmek arası yapıyordum! İntihar yiyor, intihar içiyordum… İntihar yazıyordu kalemim! İntihar… İntihar yaşıyordum… İntihar tasarımcısı ilan ederken kendini musluk tamircileri, ben intihar işiyordum… Buz tutmuş bir Rus şehrinin, sidik aromalı nehirlerine… Sen… İntiharı tetikliyordun! İntiharı tetikliyordu yasemin kokulu parfümün kasıklarımda, başka kadınlarda… Ve tecavüz ediyordum sen kokan avuçlarıma… Bir ileri, Bir geri… Durma! Aşkın intihar damlaları bunlar, günah olan… “Oh yeah!” Salto atarak düşüyorlardı fayanslara... Yumurtalıklarına hasret ve ruha kavuşamamış olan piçlerim … Köpüklü! Köpüklü ve bedensiz çocuklar… İntihar! İntihar çocukları… “Senden başka kimseyi sevmeme” yasası! İtirazı olan var mı? İtiraz yok… Öyleyse, oy birliğiyle kabul edilmiştir! “Erkan İsa Şen” //Can suyu satırları// Erkan İsa Şen / 25.11.2011
Bu yazı 586 kez okundu.
YORUMLAR |