Faruk Nafiz Çamlıbel
HAN DUVARLARI
Yağız atlar kişnedi,meşin kırbaç şakladı
Bir dakika araba yerinde durakladı
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar
Gidiyordum, gurbeti gönlümde duya duya
Ulukışla yolundan Orta Anadoluya
İlk sevgiye benzeyen ilk acı,ilk ayrılık
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı,toprak sarı,çıplak ağaçlar sarı…
Arkada zincirlerin yüksek Toros dağları
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler
Sonra dönen,dönerken inleyen tekerlekler
Ellerim takılırken rüzgarların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına
Her tarafta yükseklik,her tarafta ıssızlık
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık
Bu ıslıkla uzayan,dönen,kıvrılan yollar
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu
Gökler bulutlanıyor,rüzgar serinliyordu
Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine
Yol,hep yol,daima yolBitmiyor düzlük yine
Ne civarda bir köy var,ne bir evin hayali
Sonun ademdir diyor insana yolun hali...
Bu şiir toplam 1.937 kez okundu.
10.01.2009