Süleyman Top
Kristal Vazo,Biblolar,İdam Yaftası
Yıkıldı tunçtan heyulam
Heybetli çınarların gölgesinde
Miladı kırıldı aşina aynaların
Dembeste bir çığlığa hapsolunan zaaflarda.
Tarihe tanıklık eden besim çocukların
İşaret parmaklarına takıldı
Bir avuç dolusu tedirgin kabuslarım.
Hayatın diri göğüslerine
Ayrık otu gibi sarılan hırpani dokunuşlarımı
Şuh bir kadının kahkaha aralıklarına sığdırdım.
Gerilmiş bir yayın ortasına tuttuğum yüzümde
İçimde ölen son uygarlığın resmini gördüm
Ki her uygarlık izini sürer esrik çiğdemlerin.
Hadi sen söyle
Beni ne kadar azad eder şimdi giyotin
Günahlarımdan alnıma çaldığım her bir kırışık
İhbar edilmiş yepyeni bir cinayetimdir benim.
Dokunduğum kristal vazolardan
Okyanus gözlü biblolar saçtım tarihin dölyatağına
Ağrıdı kaburgalarım.
Söyle onlara
Bunu bilmesin işaret çocukları
Her ırmak akacak bir yatak bulur elbet,onu da söyle.
Solgun bir aşk tutanağından artakalan
Kınına sığmayan sözler düşerken gözlerimin izdüşümüne.
Azığım az,uzun yolum
Kendi idam yaftamı kendim beğendim
Bilirim,her ayrılığım sana ilticadır benim.
Bu şiir toplam 649 kez okundu.
22.02.2009