Ali Yasin (yubinus)
Cazibedar Sevgili (Diyarbakır)
Ben seni bir bahar günü kendi kalbine karanfilleri takarken sevdim
Nasıl da hoyratça bir sevdayla
Cazibeli bir işveyle girdin kalbime
Ey Diyarbakır’ın asi gelini Dicle
Kalbim şimdi bir yangın yeri
Şiddetli dalgalarınla ya yangınlarımı söndür
Ya da çoğalt kalbimde
Seni seviyorum sözcüğü çoğalıyor kalbimde
Bakışlarımda üşüyor senin hasretin
Alevlerin ortasından geçerek
Ve alevleri yararak sana geldim
Kan tutmamış
Ve kan bulaşmamış atlas libaslı bir sevdayla geldim sana
Pıhtılaşmış düşüncelerimde araladım
Ve aradım sevdanı
Sevdan keskin bir oktur
Delip, geçer kalbimi
Bırak o ok kalbimde saklı kalsın
Ve hediyen olsun, bana
Ey bakışların ıslandığı
Ve ıslatıldığı cazibedar şehir
Yosun tutmuş sevdaların
Ve ayrılıkların kavşağındaki gizemli şehir
Senin gülüşünü seviyorum
Güldüğün zaman, gülücükler müptela olur senin elmas yanaklarına
Gülücükler senin emrine amadedir sultanım
Senin gülüşünün aydınlığında mavi bir gökyüzü yırtılmıştı
Beyaz tüylü bir güvercin eski zamanlardan bir tarih kokuyordu
Gökyüzünde usulca uçarken
Ve gökyüzüne uzun, uzun bakarken Diyarbakır’ın şanlı tarihini kokluyordu
Bir coğrafyayı yudumluyordu
Ya da bir coğrafyaya isyan ediyordu Dicle’nin kıyısındaki ak gerdanlı martılar
Şimdi Hevsel Bahçesi kendi gözlerini yumuyor bu sevdanın koynundayken
Her mevsim bir başka güzel
Ve şık giyimlidir
Ve de delikanlıdır, Hevsel Bahçesinde
Kalbimde gizemli aşkların sızıları kum yığını oluyor
Gizemli bakışlar eşsiz bir taht kuruyor kalbime
Kalbimde eski bir tarihin kapıları gıcırdıyor
Eski bir coğrafyanın manolyası ağlıyor ayak parmaklarımın ucunda
İsyanla bir tarihin kefenini yırtıyorum
El parmaklarımın ucunda uyuyor bir coğrafya
Bir coğrafyanın ağzında ateş yudumluyor efkârlarım
Ceplerimde biriktirdiğim sevda sözcüklerini işlenmemiş topraklara ektim
Defolu umutlarımı nadasa bıraktım
Ey güzelleri
Ve güzellikleri dize getiren büyüleyici bakış
Şimdi hangi gecelerin koynundasın?
Ya da ihanetindesin?
Ey umut türküleriyle çoğalan cazibedar şehir
Haydi, ne duruyorsun
Umut türkülerini, buğday tenli rüzgâra savur
Dicle’nin ihtişamlı dalgalarına
Yalnızlıktan
Ve sessizlikten sıvası bozulmuş beton yığını kaldırımlara
Umut türkülerini savur ki, Malabadi Köprüsü seni ayakta alkışlasın
Bu şiir toplam 920 kez okundu.
21.05.2009 20:46:03