Selin Sezen
HÜZÜN
HÜZÜN
Mavi gökyüzü,beyaza bulanmış kubbe
Yerler koyu gri,kenarlar pembe mavi
Yeni dizilmiş asfalt taşları
Sokaklara benzetilmiş ana caddeler
Trafik hiç değişmemiş,
Elli yıllık kebapçı hala köşede.
Yıllardır bitirilmeyi bekleyen sarı bina
Sarı binanın çatısında durmaktan rengi atmış kiremit
Kiremitin üzerinde annesini bekleyen güvercin
Güvercin kanadına,
İki yaş büyük ağabeyden kalma sapanla taş atan çocuklar
Çocukları sokaktan akşam yemeğine çağıran anneler
Anneleri en olmadık yerde gereksiz muhabbete sokan komşular
Komşuların sesinden rahatsız olan amcalar
Ve amcaların eskiyi metheden sohbetleri
Sohbetlerin gözlerine inmiş hüznü..
Hüzün..
İçini burkacak kadar büyük,
Seni ağlatmayacak kadar önemsiz..
Hiç istemediğin kadar gülmek ve
Sesini herkesin duyabileceği kadar ağlamak istemek
İçinden atamadığın o,
Hafızanın en derin köşesinde kalmış korkular
Gereksiz telaşlanmalar,
O hiç unutmadığın sırrı ,
Aslında unutmadığını söylemek istemek
O sırdan korkmak ve utanmak
O anda anneni özlemek
Sırasıymış gibi babanı anımsamak
O an hiç yapmak istemeyeceğin bir işi yapmaya kalkışmak
Ve işi bitiremeden yine yarıda bırakmak
Dünyan başına yıkılmış gibi her şeyden vazgeçme kararı almak
Hiçbir arkadaşı,hiçbir sevgiliyi görmek,
Kimseyle konuşmak istememek
Susmak ve düşünmek..
Düşünmek istemediklerinle meşgul olmak,
Bu durumda bulunmaktan sıkılmak
Ve ona buna, biraz da kendine somurtup durmak..
Hangi terminale ait olduğunu bilmediğin
Bir şehirleararası otobüse binip
Pencere kenarına oturup
O en sevdiğin düşü kurmaya başlayıp
Muavinden gelecek nescafeyi sabırsızlıkla beklerken
Dışarıya bakan boş gözlerle
Aslında arkana bakamadığından
Sadece çıkıp gitmek istemek
Hüznün işte böyle büyük bir şey olduğunu anlatmak istemek
Ama hiç anlatamamak..
SELİN SEZEN
Bu şiir toplam 723 kez okundu.
21.06.2009