mustafa caymaz
asır o asırdı
ASIR O ASIRDI
Düştüm senin aşkına,
Bağrımda yanıyor alevin,
Hangi deniz söndürür ateşimi,
Sen olmayınca Muhammed’im…
Sen olmadan güler mi yüzüm?
Ölümden sonra dirildiğim o gün;
Ne annemi, ne eşimi, ne de evlatlarımı arar gözüm…
Seni arar, seni arar Ya Muhammed iki gözüm…
Aşkından oldum mecnun,
Yaşamak vardı senin devrinde,
Vallahi değişmezdim çöl sıcağına,
Cennetin en güzel yerine…
ASIR O ASIRDI …
Güneş başka parlar,
Çiçek ayrı açardı,
O’nu gören göz;
Hz. Davut’un demiri gibi erirdi,
Hz. İbrahim’in ateşi gibi yanar,
O’nu göremezse Hz. Eyüp gibi yatardı….
Ne çekmedi ki;
Taif’te taşladılar,
Mekke’den kovdular,
Uhut’da dişini kırdılar…
Aç, susuz bıraktılar da,
Beddua dahi etmedi,
O ne sabırdı!
Nurların nurunun yaşadığı asırdı…
O asırla bu asrı mukayese,
Köre renkleri anlatmak gibi,
O zatı anlatmak ise,
Denizler mürekkep,
Ağaçlar kalem,
Günler sayfa olsa imkânsız…
Ne muhteşem yaratmış yaradan,
Ay’dan parlak yüzüne,
Baldan tatlı sözüne,
Sakalının bir teline,
Canını verir O’nu tanıyan…
Ahir zaman boğdu beni,
Umudunla yaşıyorum,
Aklımdan çıkaramam seni,
Kavuşmak için yanıyorum…
Cennet’te köşkler varmış,
Irmaklar baldan akarmış,
Yanında da huriler…
Bir elin yağda, bir elin balda,
Kimin umurunda,
Sen varsan her şey var…
Yoksan hiç,
Anlamı yok ki;
Sensiz var olmanın
Bu şiir toplam 656 kez okundu.
19.07.2009