Yaşar KILIÇ
GARİP!
GARİP!
Yoksulluğun önünde,oturup yere çökmüş,
Yalvarıyordu yarap,sana yalvarıyordu!
Dayanacak gücü yok,yok ki,o boyun bükmüş.
Feryadında bir çıkış kapısı arıyordu!
Çıktı evden dışarı,kapıda çocukları,
Kokularını alıp,başlarını okşadı.
Yavaş yavaş gidince,uzaklaşıp ağladı,
Gurbetin yoludur bu,akşam üstü başladı!
Dağ,tepe,bayır,tren,istasyon,gar burası.
İçindeki acılar,buğrulup kavruluyor,
Sürüye ot,sap atar,vagon vagon arası.
Tren hızını almış,dağlardan savruluyor!
Umutlarla geldiği yol,bitti en sonunda.
Gece karanlık,sokak yabancıdır ürküyor!
Çaresizdir bu şehrin,bu karanlık yolunda.
Işıklar renk renk açar,o boynunu büküyor!
Korkulu adımlarla,geçti karşı sokağa,
Yabancı bir diyarda,sessizce geziyordu.
Yüreğini hoplatır,deredeki kurbağa
Kaybolduğu diyarda,çıkışı bilmiyordu!
Bir yer aradı garip,harap olsa barınak.
Dizleri tutmuyor ki,gözleri kararıyor!
Üşüyor bu Ya Rabbi,yok mu hiç bir sığınak!
Bulutlarda yağmur var,açılıp kapanıyor..
Sabahı zor etti o,garip kaldırımlarda!
İnsanlar arasında,cadde,sokak arıyor.
Sonunda bir iş buldu,tuğla ocaklarında
Yavrularından uzak,acısını sarıyor.
Duydu feryadını hak vardı,rızık elbetde!
Taş basarak bağrına hakka doğru yürüyor.
Keramet kulda değil,onun memleketinde!
Özleminde yavrular,hep boynunu büküyor...
Yaşar Kılıç
Bu şiir toplam 522 kez okundu.
18.07.2010