hakan taşlı
YİTİK SEVGİLİYE
Kalbinden sürgün olalı
Başka hiçbir mekana ve zaman sığdıramadığım
Öylece kalsın desem de öylece kalmayan
Yaklaştıkça uzaklaştığım
Uzaklaştıkça soluksuz kaldığım
Aşkını göğsümde bir kurşun gibi taşıdığım
Üst üste dizdiğim taşların ,bir nefesle yıkılışını seyrederken
Uçmak dilerken semavi ülkelere
Duran zamanın ardından durmak üzere olan kalbim
Son bakışın ardından
Bir nefesle uçup gidecek
Sen ki ekmeğimin katığı aşımın ateşi iken
Andacım olup hatıramı yaşatacakken
Ayrılığa hüküm giymiş yüreğimi
Ellerimle büyüttüğüm acıyı ve sevgiyi azad ederken
Senden geriye kalan sıradanlığın cehenneminde
Yanan yüreğime, kanayan gözlerime
Söylenmemiş sevda sözlerine
Elveda..
Yaşadığımı sanarken anılarının arasına girmeyi
Sana adadığım benliğimle
Kalan günlerimin duvağının altında kalan acılar
Sahipsiz kaldı
Hükümsüz kalmış kalbim gibi
Çayımın şekerini beklerken çoktan başkasına ram olmuş
Öksüz kalmış bütün şarkıları
Gönlümü kaptırdığım ılgıt rüzgarlara
Boz bulanık sellere
Güzün bu ağlayan gecesinde
Gülleri toplayarak kara trene yükleyip
Şimdi bir yanık koza olan yüreğimi bin parçaya bölerek
Habersiz ve vuslatı olamayan
Yitik sevdanın yitmeyenine doğru
Yer altı nehirleri gibi sessiz ve sensiz
Kaybolup gideceğim.
Hani hep derimya “Ey Şair artık sen de davranmalısın”
“Yeni bir sayfa aralamalısın” diye
Yeniden dirilişin ilk hecesi dökülürken dudaklarımdan
Her sayfada yüzün her satırda bakışların…
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
Zamansız bir ecel gibi ezip geçerken
Yok ettiğin yüreğim
Ve sahipsiz peygamber çiçekleri
Dr.hakan taşlı
Bu şiir toplam 751 kez okundu.
9.08.2010