Halil Kanargı
HEP YALNIZDIR GECELERİ MERADA 1982
çimlerin yeni yeni boy gösterdiği merada
birkaç camız otluyor, sabahları
birkaç ta sığır.
çoban bir Anadolu türküsü tutturmuş
bağrı yanık, içi ezik yavuklusuna sesleniyor
soluk renkli bir traktör geçiyor meradan
basit bir araba yolundan
çakılları, taşları sıralanmış olan.
camızlar da birbirine sürtünüyor
her halde tımar istiyorlar
pamuklar yatak çarşafı gibi
bembeyaz açmışlar tarlada
işte insanların yaşam umudu olan pamuklar
toplanmak için bekliyorlar
o taşlık yoldan sabahları başlar,
traktörler, at arabaları, kağnılar geçmeye
ırgatlar hep bir ağızdan türkü söyler
saksağanlar dadanmış çıkınlara
ekmek sepetlerini karıştırıyorlar.
bir saksağan camızın sırtında
ben tekim der gibi kasılıyor
aslında kasıldığından değil
tembelliğinden.
öğle sofrasını bekliyor.
güneş sabahın yükünü atıp ta öğleni etti mi
değme gitsin ırgatların keyfine
neşeli bir öğle sofrası kurulur yine
domates, çay, peynir, ekmek, zeytin
Allah ne verdiyse yenir
öyle güzel olur o sofralar
insanın yedikçe yiyesi gelir.
çoban da çıkınını açmış bir köşeye
o da orada yemeğini yiyor.
camızlar kendilerini dereye atmışlar
sığırlar güneşi bile dert etmiyor
bir eşek ortada dolaşıyor
sahibi koyuvermiş dolaşsın diye besbelli.
ırgatlarla dolu bir traktör geçiyor
bir tarladan, bir tarlaya
insanlar umutlarını bağlamışlar ya
o bembeyaz pamuklara
güneş öğlen yükünü atıp ta akşamı etti mi.
traktörler, at arabaları, kağnılar
birbiri ardınca yavaş yavaş yola koyulurlar
ırgatlar hep bir ağızdan yine türkü söyler
günün yorgunluğunu atmak için
çoban camızları köy yoluna sürer
bir uzun hava çekerekten yine
yavuklusuna yanık yanık seslenir.
yavaş yavaş yine boşalır tarlalar
ve hüzünlü bir sessizlik
bir karanlık olur orada
çalılılar, taşlıklar, gübrelikler
HEP YALNIZDIR GECELERİ MERADA.
Bu şiir toplam 581 kez okundu.
11.07.2006