İbrahim Coşar (cosari)
ARABACILAR
AliRıza ESEN’e
Kırık dökük araba zayıf çelimsiz bir at
Bir dağ gibi karşına dikilip durdu hayat
Yoksulluk omuzunda yükselirken kat be kat
En ağır darbeleri arkadan vurdu hayat
Akşam oldu mu kendi yiyeceğinden önce
Atın yemini alır, biraz arpa ve yonca
Ne zaman ki çaresiz orta yerde kalınca
Ağrıyan bedenleri zalimce yordu hayat
Yarı çıplak ırmağın yatağından çakılı
Kürek kürek çıkarmak hangi aklın akılı
Kan ter içinde beden yoksulluğa takılı
O en zalim soruyu peşinen sordu hayat
Sen ey vasıfsız işçi, sen yoksul arabacı
Bak uzaktan seslenir sana “Gel” diye hacı
Akşam bir dilim ekmek bir kazan bulamacı
Rızkın diye sofrana her öğün verdi hayat
Sanma özlenen hayat bu kadar da derindir
Sanma ki varlık ile cehennemin serindir
Sen vasıfsız yoksulsun sürünmek kaderindir
Böyle dedi yoksula böyle buyurdu hayat
Her at arabacının her zamanı pürmelâl
Akıttığı terinin her bir damlası helal
Acıyı saklı tuttu çözülmez dildeki lal
Sırrını saklamadı ele duyurdu hayat
Ben bir arabacının onurlu evladıyım
Ve yorgun bedenlerin yorulmaz kanadıyım
Bu onur zincirinin yarınlara adıyım
Coşari’yi özünden sanma ayırdı hayat
13.09.2012/Samsun
İbrahim COŞAR
Bu şiir toplam 634 kez okundu.
21.09.2012 15:15:39