Ziya Karakoyun (GREENDAY)
Düğünsüz Konağın Ev Sahipleri
/16.10.1992
Kapının dışında bıraktık ikimizi
Dışardan sesleniyoruz duyuyor musun sevgilim?
Başka adam ve kadınlar süslüyor salonumuzu
Şu içkileri yüzünde acıtan bizler miyiz?
Şu ellerini saklamaya çalışan mutsuz kadın mısın?
Şu sana içimden seslenen yabancı ben miyim?
Yaklaşsak birbirimize,siyah beyaz resimler buruşur mu?
Kalsak yerimizde,bozulur mu zaman suratını asıp?
Neden içeri girdik sanki?
Koridor havası yaramıyor ikimize de sevgilim
Yıllar merdiven boşlukları gibi sıralanıyor uzaklara
Hayır!
Çatıya çıkmayalım,görmek istemiyorum kırmızı mehtabı
Bu nefret üzerimize düşecek,yerimizde kalalım
Duyuyor musun sevgilim,yine o piyano?
Bize ne çalacaksın bu gece?
Sakın!
Kavga edip ayrıldığımız günkü gibi çalma
Bu kez geri dönecek bir kapı yok,susmasın parmakların
Pencereye vuruyor rüzgar,bu gece çok sabırsız
Bekliyoruz ikimizde seni,elbisenden tutup çekiştiriyor
Dinliyorum!
Kızma,çok konuşuyorum biliyorum,ama yoksa çıldıracağım
İşte yine kollarımda müziğinin,ince,narin beli
Nasılda özlemişim sarmayı bizi?
Kapatma!
Işıkları kaparsan gideceksin biliyorum
Açık kalsın kalbinin loş kuytuları
Gizlenmeliyiz sevgilim,sokağın başında bekliyor karanlık
Lambalar boynunu bükmüş,ışıklar sönmesin ne olur?
Çok güzelsin...
Casablanca izlerken aşık olmuştum sana
Sonunu bilmediğimiz çılgınlıktı
Hani kalabalık istasyonda benimle geldiğin gün
Makinist!
Vagonlar aşk yüklü,yolculuk bir çift alyansa
Kompartımana tebeşirle çizdik,üşüyen içimizdeki bulutu
Kaçalım!
Görevli anlamaz bu iki deli aşığı,atar bizi biletli betonlara
Yağmurlara karışalım ya da,beyaz sevinçlerin kokusuna
Toprak ipeksi,ayaklarımızı okşuyor sevdanın çamuru
Üzerimize bulaşıyor bak,kirlenmeden sarı yapraklar
Bugün evleniyoruz...
Gelinliğinin içinde,benliğine örtüşmüşsün sevgilim
Tıpkı ölümlü bir adama aşık,ölmeyen yüreğiyle bir peri gibi
Adımların aralıyor kalabalığı,dizlerim titriyor,heceleniyor zaman
Uzat elini!
Bizi birbirimize baklayan,bu yaramaz çocukluğumuz
İçimize doğan özgürlüğün nihayetlenişi değil...
Ne oluyor sana?
Yüzün solgun,gözlerin kimin üzerinde
Düşüyor benimle birlikte,kalabalığın içine sinen ölüme
Bizi uzaktan alkışlayan,kara gelinliğiyle çıkıp geliyor
Kim davet etti bu şeytanı?
Seni kollarımda özleme,vedaya zincirleyen zorba kim?
/22.06.1997
Saat 04:00
Geç olmuş sevgilim
Bak buruşmamış resmin,biraz ıslanmış kalbimin üzerinde
Ağlamayacaktım söz verdim sana
Kapayalım ışığı,ölüm görmesin bizi,hala sokağımızda
Oğlumuz rüzgar pencereden ayrıldı
Biz de uyuyalım,onunla gidelim,uzak yaşamalara sevgilim...
Bu şiir toplam 506 kez okundu.
23.04.2014 19:18:14