İmran Esin (imranesin)
Toprağın Çocukları
Kayıp bir yalnızlık bizimkisi
Yokluk yoklukta erimiş gibi
Bir ıslık sesi uğulduyor ormanın karanlıklarında
Ne bir çiçek açmış ne de bir kuş kanatlanmış
Sevgiye dair ne varsa yetişen çayırlarda
Gece boğuldu sabahın ilk ışıklarında
En narin elbisesi yırtıldı doğanın
Bir damla düştü, yapraktan toprağa
Bir ruh büründü kozadan tüm vücuduma
Kanatlarımda bir kıpırdanma başladı
Ve ardı sıra hızlandı kalbimin vuruşları
Unutmadım mektubunuzu toprağın çocukları
Gök babadan isteyeceğim bütün yoklukları
Bir buğu ile yükseldi pembe kanatlarıyla yanımdan
Dans ederek selamladı bütün can sahibi olanları
Ve daireler çizdi çevremde onlarca kez
Toprağın bana en büyük armağanı.
Açılmıştı artık gökyüzünden emanet mavi kanatlarım
Göğe doğru çıktıkça çıktım, tahtını aradım durdum gök babanın
Kesildi nefesim ve yorgundu artık kanatlarım
Sözüm vardı çocuklara, söyleyecektim ki gök babaya
Bağışla bütün yoklukları ve ruhundan üfle toprağa
Çünkü yokluk en büyük acı, varken yok olanlara
Ardımdan kanat sesleri duydum
Ve pembe kanatlarıyla sardı beni
İradem yoktu, yalnız ona uydum
Yiten canım, gelmişti geri
Bıraktı beni ve tuttu ellerimden
Döne döne yükseldim göğe yeniden
Bulutların arasına varmıştık
İrademle çıktığımda görmediğim kapıyı
Nurdan muhafızlar yavaşça araladı
Bir güç çekti bizi ve kanatlarımız yandı
İradem yoktu ama o yanımdaydı
Sıyrıldık kendimizden
Ben o oldum, oda ben
Dönmeye başladık tane tane
Dualar yayıldı bir bir göğe
O beni diledi ben onu
Ve unutmadım sizi
Toprağın çocukları
Ve dilekler canlandı
Yok olanlar varlık suyuna bulandı
İşte böyleydi size duam, toprağın çocukları...
Bu şiir toplam 405 kez okundu.
10.08.2014 20:09:11