ismail Aykanat
Kuşlar Aciyi Uçar
1./
yüzyila gebe yalnizliklardan geçiyorum
kaç yildir yanik bir yani var gönlümün
ilkyaz penceresinin pervazina
konuyor kar’a sevdalı hüzün
al bu gönlü hicretine susa zamanın
namlular ki eritre’si yeryüzünün
dört bir yanı efgân
mağaralara doğuyorum
en soysuz zevklerim sizde kalsın
içimde -şimdi- hasretlerin cengi var
örümcek ağları
çöle çakılı at masalı
ey bende tortulanan
kararan ve çoğalan
sağalmaz bir yara olan insanlık
alın lanetini ebabil kuşlarının
alın ey
soyun soyun karanlıkları
büyük güneşleri dünyanın
umudum
sa çiğ düşmüş yaprağın gölgesi
nerede bulut bulut soluduğum gökyüzü
yorgun gibi örttü
üstüme karanlığını bu şehir
gitmek ve dönmek
miraç gibi
kurgu değil sözlerim
malihulya değil
sevgilim inadına hasret
evet aczimle malûlüm
bağışlar bırakarak çocuklara
LA İLAHE İLLALLAH
2./
sen de
muştu uçur halepçe’ye
semalarına aminler işleyen dualarla
sana bir tutsaklıktan söz ediyorum
kırılacak prangası hülyamızın
figana teşnedir mavna yürek
neşterleyen üveyiktir kanayan bir yarayı
kan ayaklı kadının ferman-ı hümayunu
gözleri akşamın kıyısında
dumrul arayan çocuk
bendim şafakta
kuşanan isa yalnızlığını
sende mezarlar kapanır
bende ırmaklar kalır
kumdan halat bükmeden
yürümeden dallarıma tefrika
kuşlar uçun acılarımı
al bu gönlü hicretine susa zamanın
namlular ki eritre’si yeryüzünün
dört bir yanı efgân
duyulan kanat sesleridir simurg’un
Kaynak: Tali Bir Akşam
Bu şiir toplam 642 kez okundu.
16.11.2006