Fazıl Hüsnü Dağlarca
Asû
Suçu büyüktü Âsû''nun göklere dek
Taş atmıştı güneşe doğru
Bilinmeyen türküsünde
Bilinmeyen çağından
Açtı uykusuzdu sayrıydı
Dolmuştu şeytanların soluğu derisine
Kötü bir ışık
Ve mavilikte duruşu çarpık ağaçların
Sövmüş Tanrısına sövmüş
Âsû Âsû
Yakılacak yakılacak
Âsû Âsû
Doymuşlar bir ilk zaman içinde
Ki sürer sıcaklığı karın karın
Kartalla doymuşlar yılanla doymuşlar
Doymuşlar yellerle yıldızla yalazla
Var olmanın yenikliği alna çizilmiş
Kötü ruhlar uyusun türlü boyalar içre
Ve ta masallara uzanır
Dudakların kızıl süsleri
Ağaç, davulların seslerinden
Âsû Âsû
Yeşiller allar sarılar
Âsû Âsû
Halay çeker korku
Uzak kuşakların acısına karışık
Yontulmuş taşlarda susar
Güçsüz yumuşaklığı etin
Büyünün kara kanını üfler boynuzlara
Toprakta kök
Açık bir esrikliktir apaçık bir uykudan
Ve avın kurtuluşu işte
Kişinin gücü Tanrının büyüklüğüne
Âsû Âsû
Yankılanır dağdan dağa insandan insana
Âsû Âsû
Devrilmiş gözleri ak
Patlamış ürküden göğsü
Bütün oba ateş bütün oba ölüm
Bütün oba çırılçıplak
Açlığı uykusuzluğu sayrılığı tükenmez ama
Düşer elleri
Yaşaması parlamaz ama Âsû''nun
Ölüsü parlar
Aydınlık yitiverir yeryüzü yalnızlığından
Âsû Âsû
Seni senin karanlığın sever ancak
Âsû Âsû
Bu şiir toplam 940 kez okundu.
16.11.2006