Doğumu: 21 Mart
Türk şair, müzisyen, seslendirici.
1988 yılında günümüze seslendirdiği onlarca şiir ve müziklerle tanınmış sanatçıdır.
1988 yılında TRT''''nin açtığı seslendirme sınavlarında başarı göstererek günümüze kadar seslendirdiği onlarca parçalarla ve şiirlerle tanınmıştır. Sanatçının onlarca sesli şiir kayıtları ile denemeleri olup, bu şiirlerini albüm haline getirmiştir. Sanatçı birçok özel kanalda şiirlerini seslendirdiği pogramlar yapmıştır. Bedirhan Gökçe 2003 yılında ise A.G.A adlı yönetmenliğini Andaç Haznedaroğlu''''nun yaptığı TV dizisinde rol almıştır. Ayrıca TRT''''de yayınlanan Bedirhan Gökçe ile gecenin kıyısında aslı programı sunmuştur.
Kaynak: Vikipedi
Kendi dilinden Bedirhan Gökçe:
Ne zaman sorsalar özgeçmişiniz diye, bunalır ve özgeçmişten ziyade öz geleceğe talip olduğunu söyler ve debdebelerle dolu geçmişimin renksizliği içinde birazda sıkılarak başlarım anlatmaya öz olan geçmişimi en öz şekliyle.
1988 senesinde TRT''''nin açmış olduğu seslendirme sınavlarına girdiğim sırada mankenliğe de başlamıştım, tipim çok iyi olmasa da iyi taşırdım kıyafetleri.
Reklam, film, belgesel derken, çok alakasız bir zamanda devlet memuru oldum... Memuriyetim boyunca allahım bana öyle bir iş verki gece oturup gündüz yatayım diye dua ettim... İleride bu duamın kabul olacağının bilinmezliği içinde...
Memuriyete bir türlü ısınamayan ben, 1993''''te açılan özel radyolarla geceleri şiir okuyup gündüzün stresini atmaya başladım...
Ve 1995''''in sonunda Hulki Cevizoğlu''''nun samimi teklifi üzerine biran bile düşünmeden, Kanal 6''''nın haberlerini okumak üzere istifa ettim memuriyetimden.
Üç sene sonra sesimin haberlerde anlamını yitirdiğini düşünerek gelen teklif üzerine radyo programımı Kanal A''''da yapmaya karar verdim...
Yine aynı sene şiir kasetleri daha patlamamıştı ki bir şiir albümü yaparak sessizce yüzbinin üstüne çıkan albimüm ile ismimi iyice şiirleştirme imkanı buldum...
2000 yılının eylül''''ünde Radyo Tatlıses''''e başlamak üzere herşeyimi geride bırakarak Ankara''''ya hüzün dolu bir vedanın ardından, geldim taşı toprağı para-kadın-hırs olan üçlü sac ayağının merkezi... İstanbul şehrine...
Bu arada Kanal A televizyonundaki Damlayan Mısralar adlı programıma da devam ettiğimi düşünürsek, Ankara-İstanbul otobanının dile gelmesi durumunda nasıl 9 kilo verdiğim en iyi şekilde anlatılmış olacaktır.
Ve ben Damlayan Mısralar adlı TV programımla Radyo-Televizyon Gazetecileri Derneği''''nin 2000 yılı Radyo- TV Oskarları ödülü ile Kültür-Sanat dalında yılın en iyi televizyon programcısı sıfatına sahip olma şansını yakalarken programımın kalitesi de nihayet tescillenmiş oldu...
Alâkasız görülsede ben aynı zamanda siyah kuşak kareteciyim.
Kısacası, şairin ifadesi ile Biraz kül, biraz duman, o benim işte.
|