M. Faruk Gürtunca
Yurdumun Karşısında
Ben güzel yurdumu gezdim bir ucundan bir uca;
Kokular verdi o Balkan kokusundan Tunca;
Bir zafer tacı gibi tarihi anlattı Meriç,
Hiç unutmam, Tunalardan su içen orduyu hiç!
İşte: Beç illeri üstünde koşan atlarımız,
İşte: Eflaklarımız, işte o karpatlarımız.
Öncüler ta... göbeğinden geçiyor Avrupanın.
Korkusundan dili bir anda tutulmuş Papanın.
Nazlı İstanbul''u çepçevre saran sur bana der;
Sanki Türk topları üstümde bugün gümbürder!
Geçtiğim gün kıyısından o güzel Akdenizin,
Görürüm, mavi ufuklardaki bir ince izin
Nazlı hattında uçup bir geminin gezdiğin!
Yüce mazi salar artık yeni hülyaya beni!
Geçelim bir anayurdun o güzel yaylasını,
Atalım göğsümüzün derdini, günlük yasını.
Bakınız göğsü kabartan şu vatan toprağına;
Bakınız Türk ilinin dimdik olan hür dağına!
Kaç asır ordumuzun geçtiği yerler burası...
Şanlı Türk oğlunun öz kaynağı, erler yuvası!..
Buradan akmış o arslan, o sipahi atalar,
Hangi el, hangi cesaretle bu özyurda dalar?..
Biliriz yurda dolan burda nasıl parçalanır.
Bizi dünya tanıyor, her kara mefkûre tanır.
Biliriz yurda giren bayrağı kaldırmayı biz,
Şu vatan rüzgarının nağmesi der; Türk oğlu
Koca tarihine bir bak, ne zaferlerle dolu!
İşte Cengizler, Oğuzlar, koca Fatih, Atatürk...
Ne şereftir, ne kadar mutlu ki derler sana: Türk!..
Kaynak: Türkiye Şiirleri
Bu şiir toplam 1.041 kez okundu.
19.11.2006