SERBEST KÜRSÜ
ORUÇ AYI RAMAZAN GELDİ Mİ? İki veya üç yıl önce idi, Bir ilden diğer bir ile taşınmak zorunda kaldık, sözde dindar insanların yoğun olduğu bir il diye gönlümüz bir az rahattı. Fazla yabancılık çekmeyiz san-dık. Dinimizi daha rahat yaşarız, dinimizle ilgili eksiklerimizi gidermeye çalışırız dedik. Neyse taşındık, evimize yerleştik. Gezilecek yerleri gezmeye başladık. Bizim gezdiğimiz diğer illerden pekte bir farkı olmadığını görmeye bir azda hayal kırıklığına uğradık. Umduğumuzu pek bulamadık. Yine de kedimize teselli olsun diye her ilde söz de medeniyete özenler, aldananlar artıyor. Burada da artması normal ama biraz fark beklerdik. Edep, gelenek, görenek, bağlılık, birine sevgi saygı, akrabalık ilişkileri iyi olur san-dık. Meğer buralarda da diziler sokaklara çoktan hakim olmuş. Sokaklarda, caddelerde gördüğümüz yanlış davranışların, İstanbul bey oğlundan bir farkı kalmamış, bazı davranışlarda aşılmış. Yere tükürmeler, evde, arabalarda ne varsa sokaklara silkeleme, cadde üzerinde araba yıkamalar, kaldırımda park edilmiş arabalar, Kaldırımlarda yürümek, caddeden yürümekten daha tehlikeli, yerlerde izmaritler, her türlü yiyecek, içecek artıkları yerlerde, çöp kutularına atmak sanki yasak, İki adım yürümek sanki çok zararlı. çöpünü çıkaran kaldırama bırakıyor. Bazen kızıyorum toplayıp çöpe atıyorum ama. Hemen yeri dolduruluyor. Sorsan herkesler medeni, okumuş, Avrupa görmüşler. Cehalet baki kalacaksa okumaya ne hacet, Ne demiş Edep timsali Ecdat ""Ne olursan ol. Edep ile ol"" Şimdilerde edep, sanki ayıp. San ki cahillik. Asıl sinir olduğum yine böyle ramazan ayı, bizim 7 yaşındaki ufaklıkla markete gitmemiz gerekti, bizim ufaklık da oruçlu yürüyoruz. Karşımızdan hamile karnı burnunda, doğrudu doğuracak konumunda, yanında ayakları yere basmayan bir beyzade. Hamile bayanın elinde kocaman bir dondurma renkli renkli, yalaya, yalaya caddede yoruyor. Bizim ufaklık, görünce şaşırdı bu abla oruç tutmuyor mu? Diye sordu bizde hamile olduğu için tutmuyordur dedik, ama bizimki soruları artırdı, Peki neden yolda yürürken dondurma yiyor. Oruçlu olanlara saygılı olması gerekmez mi? Hem ramazan olmasa bile alan var, alamayan var. Günahı bilmiyor mu? Ufaklığın sorularını cevaplayarak ilerliyoruz. Bizim de aklımıza dedelerimiz ninelerimizin anlattıkları geliverdi. Onların zamanında Oruç tutmayan, Ermeniler, Yahudiler ve diğer gavurlar oruç tutanlara saygısızlık olmasın diye Açık alanlarda asla yemek yemez, içmezlermiş. Hatta yiyen çocukları bile olursa azarlar, evlerinde isterlermiş. Şimdilerde saygıyı bulanlar bizden de selam söylesin, Müslümanım diyenlerin bile saygıları pek kalmamış, Kim kime dumduma havalarında sanki herkesler. Gavurlar da eski gavurlar gibi mert değil, Çağımız film, fırıldak, yalan-dolan, köşeyi çabuk dön. Sanki helal, haram kalkmış, saygı paraya, kariyere. Her şeyin manası kaymış, Cehalet çok insanlar haram para yer içer, oruç tutar, kurban keser, namaz kılar sanki bilmez haramın sevabı olmaz. Karışık, karışık kafalar çok karışık, haramlardan, hilelerden, Yalanlardan gavurlardan dostluk yapmaktan, karışık yemeklerden, karışık dolaşmaktan, sokaklar, caddeler karışık ramazan deldi mi? Gelmedi mi? Pek belli değil, Yiyenler, içenler, aynen devam. Bazen ben neredeyim? Diye kendi kendinize sorasınız geliyor. Ramazan helalleri haramları hakkı ile ayıranlara gelmiş, hoş gelmiş, sevaplara bereket katmış. Günahlara da fena zam yapmış, pazarcılar zam yapmış, doğru yanlış, zam yapan yapana, Bize düşen sevaplarına bereket katanları kutlamak, Bereket Yüce Yaratanımızdan. Oruç ayı ramazan geldi mi? Çünkü bazı kişilerin Adı maalesef Ramazan kendisi film, fırıldak, yalan dolan. İşte ondan. Sevap isteyenlere sevaplar gelir, haram isteyenlere haram gelir. Kul amellerle ister, Yüce Yaratanımız Merhametiyle gönderir. Cümlemizin azmi-sabrı sevaplarda ısrarda olur İnşa Allah. EYYUP AKMETİN / 10.01.2019
Bu yazı 166 kez okundu.
YORUMLAR |