DUYURULAR

SERBEST KÜRSÜ

SABRIMIZI TAŞIRAN DAMLARLARDAN (Dua ile--İç onları)

Hiç bakmıyor musun? Sağına, soluna. Görmüyor musun? Gelenleri, gidenleri, hastaları, kazalarda ölenleri! Bir gün sıra bana da gelir diye hiç düşünmedin. Paranı Altına, Dolara çevirmeyi bilirsin. Duaya da çevireyim, Ölüm var. Ahiret var. Götürecek neyim var demedin. Gezdin tozdun sözde hayatını yaşadın. Oldun mu? Şimdi duaya muhtaç! Kim gönderecek seni mezara “DUA İLE” Verdin mi ki? Elinle, gele seninle. Hep ben, hep ben, Hani biz, hepimiz, Paylaşmayı unuttun, Yaratanını unuttun, Hayatın anlamını unuttun. Şimdi de seni unuturlar. Unuttururlar.

DUA İLE

EŞİN, EVİN, ARABAN DOSTUN DUA İLE!
ARKADAŞLARIN, YAKINLARIN PARA İLE!
AKRABALARIN, YAKINLARIN DUA İLE!
DUADIR SANA, SANA DUADIR,

DUA İLE YATAR, DUA İLE KALKARSIN,
DUASIZ YAŞAM, ZARARDIR, DİYORSAN,
DUAM YOKSA! BENDE YOKUN DİYORSAN,
SANA DUADIR, DUADIR SANA,

PARANI HARCADINSA HELALRE,
VERMEDİNSE, HARAMLARI,
HARCADINSA, AİLENE, DOSTLARINA,
DUADIR SANA, SANA DUADIR,

HELALİNDEN KAZANDINSA PARANI,
DÖKTÜNSE ALINTERİNİ,
SEVDİRDİNSE, MAZLUMLARI,
SANA DUADIR, DUADIR SANA,

DUA PARA GİBİ DEĞİLDİR,
HER İKİ DÜNYADA DA KORUR SENİ,
SEN VARSANDA VARDIR, SEN YORSANDA VARDIR,
DUADIR SANA, SANA DUADIR,

DUALAR HER DERDE DERMANDIR,
HASTALARA ŞİFA, DERTLİLERE DEVADIR,
KAZALARA, BELALARA KALKANDIR,
SANA DUADIR, DUADIR SANA,

DUA İLE GELENLER,
DUA İLE GİDERLER,
HAYIR-DUA İLE ANILIRLAR,
DUADIR SANA, SANA DUADIR.

Aslında şiirimizi okuduktan sonra yazılacak pek bir şey kalmıyor. Ama! Biz yine de yazalım dedik. Çünkü bizim Milletimiz, Amalara, Ancaklara, alıştığından. Yazıdan sonra mutlaka bir açıklama daha bekliyor. Belki de ancak böyle anlaya biliyoruz. Kim bile bilir.
Bazen bir insana bin tane laf söylersin anlamaz. Bazen de bir laftan çok şeyler anlıyor. Sonrada he öylemi? Doğruya der seni şaşırtır. Yaratan kullarını çeşit çeşit yaratmış. Bizim Aklımız erdiği yere kadar. Zaten son zamanlarda hemen hemen her şeylerin anlamı kaydırılmış! veya kaymış. Evetler, sanki hayır olmuş, okunun manası sanki göz gezdir, anlamasan da olur. Bir dakikalar sanki saat, beş dakika saatler sürer. Hele hemen geliyorum, sanki gelmiyorum. Müslümanım ne demek? Sor camii cemaatine kaçından cevap alabilirsin. Doğru cevabı geçtik, çoğu bir kelime edemez. Çünkü bellemişiz Üç beş konu onun dışında bir şey konuşulmuyor. Anlatılmıyor. Hep bildik şeylerden bahseder olduk. Mesela cennet anaların ayakları altındadır. Doğrudur. Dinimiz öyle bildirir. Ama Hangi ana? O ana nasıl bir ana? Nasıl bir eş? Dini ve dünyevi görevlerini hakkıyla yapıyor mu? Bunu soran anlatan yok. Anlatanda yüzeysel anlatır ki kimse sanki bir şey anlamasın? Dinimiz “Kocasının rızasını kazanmayan kadın cennetin kukusunu bile alamaz” diyor. Bunu söyledin mi? Bazı hanım efendiler rahatsız oluyorlar. Olsunlar Yaratanın Emri ne ise o. Ne bir milim eksik, ne bir milim fazla kimse söyleyemez. Söylemek haddi değil sanki herkesler dini kendi anladığı gibi veya işine geldiği gibi yorumluyor. Peki! Suç kimde, yine hepimizde? Dinimizi okuyup öğrenmiyoruz, öğrendiğimizi yaşamıyoruz. Bu görev sadece imamların veya dini görevlilerin vaizlerin değil, hepimiz onlar kadar dinimizi bilmek zorundayız ki, kimseler dini konularda bizleri kandırmasın. Peşlerinden koşturmasın, yanlış yerlere götürmesin. Dinimiz hırsızlık, faiz, torpil, hile, hele yalan, ille yalan haram diyor. Münafıklığın en önemli alameti diyor. Herkesler biliyor, kimseler yalandan kaçmıyor. Yalanları, hileleri savunanlar, doğruları savunanlardan kat ve kat fazla. Haramlarda bir birimizle öyle yarışıyoruz ki, gavur dediklerimize fark atıyoruz. Gavurlar doğruları atalarımızdan, yalanları, yanlışları bizlerden öğrendi maalesef. Zaten doğruları söylemek suç! Hem yeri değil, hem zamanı değil, her doğru her yerde değil, yerinde bile söylenmiyor. Yeri neresi derseniz, bizlerde henüz öğrenemedik. Ah bir öğrenmeyi öğrenebilsek, bu kadar çabuk oyunlara gelmeyiz. Ne deriz her Zaman? Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Öylemi? Öyle elbette. Ancak kaçımız uygularız, kardeşliğimizi, hele bir uygulamaya kalkın bakalım. Size hemen ani cevap Sana ne? Size ne? Kime ne? Lafları başlar. Hem deriz dost acı söyler, ama doğruyu söyler. Hem doğrulara değil, yalanlara, yanlışlara inanırız. Dostlarımızı kınarız.
Hele içki içeni, kumar oynayanı, duman çıkaranı, dostça bir uyar. Sana bir sürü mazeret sayar, kendini önce acındırır, sonra kendini haklı çıkarmaya çalışır. Sen, Siz, Biz haklısın desek ne yazar. Yüce Yaradan haram demiş, yanlış demiş, sana zarardan başka bir şey vermez demiş. Zararlarını bilmeyen, görmeyen var mı? Yok! sayılacak kadar azdır. Bütün bunları bile bile içenlere ne demeli? “ İÇ ONU—İÇ ONLARI” Belki tersten gidenler bundan anlar kim bilir. Bizden uyarması,


55. İÇ ONU—İÇ ONLARI

SEVDİKLERİNİN KARŞISINDA KÜÇÜK DÜŞMEK İSTİYORSAN,
DÜŞMANLARINI SEVİNDİRMEK, MUTLU ETMEK İSTİYORSAN,
YUVANI YIKMAK, AİLENE İŞKENCE ETMEK İSTİYORSAN,
İÇ ONU, İÇ ONLARI SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ,

BİLMEDİN Mİ BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR O,
O VARSA YANINDA, BİL Kİ HASTALIKLARIN BABASIDA HER AN YANINDA,
HEM CÜZDANINI, HEM SEVDİKLERİNİ YAKARLAR SİNSİ, SİNSİ,
SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ İÇ ONU, İÇ ONLARI,

BÜTÜN KÖTÜLÜKLERE, HASTALIKLARA DAVETİYE,
BÜTÜN DÜŞMANLARINA DÜĞÜN DERNEK DAVETİYE,
DOSTLARINA, AİLENE HASTADIR HERAN GİDER DİYE DAVETİYE,
İÇ ONU, İÇ ONLARI, SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ,

HEM TOPLUMA, HEM AİLENE ÇOK KÖTÜ ÖRNEKSİN,
HEM SÜRÜNÜRSÜN YERLERDE, HEMDE ÖVÜNÜRSÜN,
ÇOK İÇERİM, ACAİP İÇERİM, KENDİMİ REZİL EDERİM DİYE,
SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ, İÇ ONU, İÇ ONLARI,

EN YAKIN ZAMANDA ÇOK SEVDİĞİN AİLENİ ALIRLAR SENDEN,
O ÇOK SEVDİĞİN DOSTLARINI, ÇEVRENİ ALIRLAR SENDEN,
O OLMAZSA YAŞAYAMAM DEDİĞİN PARANI ALIRLAR SENDEN,
İÇ ONU, İÇ ONLARI, SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ,

İÇ ONU, İÇ ONLARI Kİ, KENDİ BELANI KENDİN BULASIN,
İÇ ONU, İÇ ONLARI Kİ, AİLEN, ÇEVREN HUZUR BULMASIN,
İÇ ONU, İÇ ONLARI Kİ, ÇOK SEVDİĞİN DÜŞMANLARIN HUZUR BULSUN,
SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ, İÇ ONU, İÇ ONLARI,

İÇ ONLARI DEVLETİNE DÜŞMAN OLANLAR SEVİNSİN,
İÇ ONLARI MİLLETİNE KİN GÜDENLER BAYRAM ETSİN,
İÇ ONLARI BAYRAĞINI İNDİRMEK İSTEYENLER GAZA GELSİN,
İÇ ONU, İÇ ONLARI, SÜRÜNDÜR YERLERDE KENDİNİ,

İSİMLERİNİ BİLE ANMA, ANDIRMA, HATIRLATMA,
İSİMLERİNİ UNUT, UNUTTUR Kİ BİLİNMESİN SİLİNSİN,
KÖTÜLERİN ANASINI, BABASINI SATANLAR KALMASIN,
SÜRÜNDÜRME YERLERDE KENDİNİ, İÇME ONU, İÇME ONLARI,


PARANLA KÖTÜLÜKLERİ KENDİNE ÇEKME, SATIN ALMA,
PARANLA HASTALIKLARI KENDİNE ÇEKME SATIN ALMA,
ÜSTE PARA VERİP, CÜZDANINI, AİLENİ, ÇEVRENİ YAKMA,
İÇME ONLARI, KURTAR KENDİNİ, KURTAR AİLENİ, ÇEVRENİ.

Bizler ne kadar içmeyin, kendinizi, ailenizi, çevrenizi zehirlemeyin, neslinizi çürütmeyin, hastalıkları neslinize bulaştırmayın. Nesillerinize hastalıkları, zehirleri miras bırakmayın, arkanızdan beddua edenler bırakmayın desek de pek oralı olan yok.
Hasta olanları, Kazalara sebep olanları, kazalarda ölenleri, sakat kalanları görüyorlar, yaşamlarında sık sık karşılaşıyorlar. Ama! Yine de akıllanmıyorlar. Herkesler bana bir şey olmaz. Benim başıma böyle şeyler gelmez. Hep ben, hep ben! Bir insanın başının en büyük belası Beni, benliği, bencilliği, ben egosu! Bana bir şey olmaz diyenlerin, ya çoğu hapiste, ya hastanede, ya sakat kalmış, ya da evinden dışarı çıkamayacak kadar, engelli veya hasta. Birilerine yük olmuş. Hem kendine, hem de ona sahip çıkana sıkıntılar yaşatıyor. Keşke diyordur. illâki! Ancak neye yarar? Kime fayda sağlar. Yatar ağlar, kalkar ağlar, sonunu ancak pişmanlığa bağlar. Tövbe derse belki Ahiretini kurtarır. Bütün çabalar, gayretler bunun için. Bir insan kurtarmak, bazen bin, bazen on bin veya bütün insanlığı kurtarmak gibi, sevaptır ve Yüce Yaratıcının rızasını kazanma çabasıdır. Her Müslümanın gayreti, çabası. Hem onları içmenin kime ne faydası olmuş ki. Bizler bunun faydasını gördüm diyen kaç kişi tanırız. Herkesler zararını çok iyi biliyor ancak vazgeçemiyorlar. Çevre evet çevre çok önemli! Onlardan kurtulmanın en önemli yolu! Onları içenlerin olmadığı yeni bir çevre bulmak ve o çevrede yaşamak. Bulunduğun çevrede kalarak onlardan kurtulmak çok zor! Bunlar yaşandı yaşanıyor. Vatandaşın biri bırakmıştı o içilenleri, hem de mecburiyetten. Altı, yeti aydır içmiyorum ara sıra sıkıştırıyor, ama çok da rahatım der hem de sevinirdi. Bir sıkıntısı vardı oda bir arkadaşı onu sık sık sıkıştırıyormuş. Hadi içmeye gidelim, gidelim de, gidelim. Her gördüğünde çağırırmış. Masa hazır, bugün bendensin diye. Direniyordu, kaçıyordu, eski arkadaşından. Çok ısrarcıdırlar, kolay kolay vaz geçmezler. Sonunda eski arkadaşı onu alıvermiş yanına, bir kereden bir şey olmaz, yalanıyla kandırmış, garibanı. Gelmiş ağlıyor, ah! Vah! İş işten geçmiş, ne diyelim. Çevrendi değiştirmezsen, bırakamazsın, sen bıraksan onlar seni bırakmaz. Yeni bir çevre, Onları bırakma kararı kadar önemli. Ne der atalar. ”Arkadaş var, arkadaşı yola getire, Arkadaş var, arkadaşı yoldan çıkara veya Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyelim”


EYYUP AKMETİN / 4.02.2019

Bu yazı 118 kez okundu.


YORUM YAP



YORUMLAR

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©