musa öz
Güz Kadını
Hüznü bahçeyi dolduruyor
Sırıkla düşürülen incir
Isırılıp atılan bir elma
Uğrun uğrun sever de
Boyuna şarkılar isterdi radyodan
Uçar gelir göğün mavisi
On beşine giren ay’ı
Bulutlar güz akşamları
Takar koluna giderdi
Sanat bahçesine gelişi
Utangaç çocuk gibi
Mor gülüşü leylim bakışı
Büyütürken kucaklaya kucaklaya
Kopardılar meyvelerini
Gülüşünü devşirmeli şairler
Dolaşıp bin bir çiçeği
Dağ yeliyle soğumuş
Buğulu testinin suyunu
Döke saça içmesi bir hoyratın
Gibi imgeler uyandırıyor
O üzgün, o kırılmış hali
Koklanmadan atılan
Solgun bir gül dalı
Laf atsa bir delikanlı
Ah nasıl da sevinir
Görenler var diye hala
Kadınca güzelliğini
Güz aylarına benziyor dalgınlığı
Uçup gitmiş rengi
Dökülmüş gül kokuları
Bu şiir toplam 673 kez okundu.
7.01.2007