DUYURULAR

SERBEST KÜRSÜ

Şairül İslam Yunus Kokan - Vecizeler 8

403) Eğer gaye ise, görmek bir mucize. Bak, kendine öyleyse, gör binbir mûcize!

404) Görmüyorsa haramı eğer bir göz, söylenmese de tek bir söz, yüzden okur yüreği, elbette o masum göz.

405) Hakkı ikrar içindir, övgü Allah içindir. Gayrısı niçindir?

406) En sevmediğimiz iş körü körüne taklittir. Ve en sevdiğimiz iş şevk ve zevk ile tahkiktir.

407) Mesleğimiz tevazudan mürekkep, ilmiyle amel etmeyen olur merkep.

408) Aldanma, fani dünyaya! Bırakır insanı yarı yolda yaya.

409) Büyük israftır boş durmak, hırs nefis için yorulmak, şevk Allah için koşturmak.

410) Resûlullah rahmet saçar, mümin yürek güller açar. Gafil hidayetten kaçar, Hutame kolları açar.

411) Nakış alkışlar nakkaşı, resim gösterir ressamı. Olmaz mı hiç şu hikmetli bedenin nakkaşı ve şu sanatlı simanın ressamı?

412) Haramdır, günahtan bir damardır, piyango kumardır, Müslüman uzak dur!

413) Tahakküm düşürür esfel-i safilîne, istişare götürür a’lâ-yı illiyyîne.

414) Asık surat, çatık kaş, sanki kendi verir aş. Kendine gel arkadaş, olma Karun’a yoldaş!

415) Kişiliğini bulunduğu koltuktan alanlar, şüphesiz onlardır karakter mahrumu olanlar.

416) Süslü dünyaya kandık, o tüccardan ne aldık? Aldandık, hep onu andık! İşte kabre vardık, amellerimizle baş başa kaldık.

417) Yâ Rabbena! Hamd yalnız Sana, övülmekten yana, sığındım Sana.

418) Övülmeye layık olan ancak Allah’tır.

419) Muhabbetten Muhammed etti sudur, Muhammed’e muhabbet olur sürur, Muhammedsiz muhabbette yoktur huzur.

420) Dil ile esfel-i safilîn, dil ile a’lâ-yı illiyyîn, dil ile derin deniz görüne, dil ile girersin gönüle, dostun da düşmanın da o dil ile.

421) Adalet kalem oldu, satırlar hikmet doldu. Hikmetsiz adalet soldu, oldu dalalet.

422) Ben Sen’den bir eser, aşkın eder beter. Yûnus Sen’i diler. Lütfet, cemalin göster!

423) Ey kalp! Ne diye yoruldun?
– …
Dinledim, ben de duydum. Üslupta virüsler buldum, formata ihtiyaç duydum.

424) Ne haddi aşar mezhepleri reddederim, ne de onları müstakil bir din zannederim.

425) Dediler: Referansın kim? Dedim: Hakikaten Allah Azze ve Celle, kavlen ve amelen ahlâk-ı Muhammedi, zahiren Abdullah İbni Âdem.

426) Dünya hayatı bir sürgün, gün gelir biter sayılı gün. Öleceğiz, döneceğiz Rabbimizi göreceğiz.

427) Malum telkin yapışları, Azrail’in bakışları, kalbimin son atışları, vuslata can atışları, Rabbime koşarım, Ma’buduma uçarım.

428) İlim deryasına daldım, ben hilmi senden aldım. Yâ Resûl, sana hayran kaldım!

429) Ferşten yükselir Arş’a, binler dil ile tövbe, dua, niyaz. Arş’tan iner ferşe, sonsuz hikmetle rahmet-i serfiraz.

430) Ben istemem makam mevki, Rabbim Sen sev yeter ki. Kabir ne güzel bir ev ki, seyredilir cennetteki mevki.

431) Örümcek ağından bir yapı, onlarınki vehmi bir kapı, ehl-i küfür yutacak, mahşer günü hapı.

432) Ey Yûnus! Nefsine kondurmuyorsun toz, kibrin aleyhine ne büyük bir koz; ateşe girer olur köz. Marifet dolu öz, ne güzel bir göz.

433) Rüzgâr ol, hikmet es! Göremez bizi herkes.

434) Ruhum hep gurbette, yüreğim hasrette. Hakk’tan uzak durmak, binbir türlü işkence.

435) Yanıldın ve yanılttın, emelleri uzattın, amelleri kısalttın. Kendini göre göre, kendini bile bile, sen ateşe attın.

436) Dediler: “Ey şâir! Muhakkak, sen ancak bir delisin.” Dedim: “Ey Yûnus! Sen muhabbetin eli, aşkın bedelisin. Bırak herkes dilediğini desin.”

437) Gaflet dediğin ne çirkin bir nisyan, daldıkça ediyor insan isyan. Hoş görürsen insan olur İslâm, hor görürsen ziyan olur insan.

438) Ağlayan anlar dizelerimizi, Allah dostu sürer Peygamber izi. Kimileri inkâr eder bizi, kaybeder sonunda izimizi.

439) Bismillah diriliş, dua direniş ve sücûd yükseliştir.

440) Bir damla su ile gelip bir tohum taneciğiyle göçen insana kibir değil, tevazu yaraşır. Kibriya Âlemlerin Rabbi Allah’a aittir ve O’na yakışır.

441) Zulüm karşısında sessiz kalmak, zulme taraftar olmaktan farksızdır.

442) Bir çuval altının içinde üç beş tane sahte altın var diye hiçbir akil insan diğer altınlardan vazgeçemeyeceği gibi, İslâm’da manen altın kıymetinde ve nispetinde olan hadisler içinde de birtakım uydurma hadisler var diye ne diğer hadisler ne de hadis ilmi inkâr edilebilir.

443) Çalışkan insanın beyni ve eli; tembel insanınsa çenesi ve dili çalışır.

444) Tepkilerin ekberi ve ekmeli tepkisizliktir.

445) Sükut en büyük taarruzdur.

446) Hüsn-ü zan hüsn-ü itikaddan gelir.

447) Sınırsız özgürlüğün olduğu yerde özgürlükten söz edilemez.

448) Gözün baştaki yeri, görevi, fonksiyonu ve işlevi ne ise sünnetin de dindeki yeri, görevi, fonksiyonu ve işlevi odur.

449) Toprak altına giren elmanın meyvesinin ve çöp kısmının çürüdükten sonra çekirdeğinden koca, meyvedar bir ağacın yaratıldığını gören nefse; nasıl olur da toprak altında eti ve kemiği çürüyen insanın acbüzzeneb tohumundan ikinci kez yaratılışı akıldan uzak görünür?

450) Müslümana tahakküm değil, istişare yaraşır.

451) Ve öyle bir kelime söyle ki tüm kelimeler onunla hayat bulsun.

452) Tasavvuf ihlâs, ibadet ve muhabbetle aşka ermektir.

453) Tasavvuf ahlâk-ı Muhammedîdir, edeptir.



Şair'ül İslam Yunus Kokan / 15.07.2019

Bu yazı 95 kez okundu.


YORUM YAP



YORUMLAR

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©