Nur Arslan
SİS KRALİÇESİ
Bir gizemin ardı sıra yolculuğa çıkan gözlerin,
Ardından bıraktığın ulaşılamayası izlerinle..,
Ne acımasız sızıdır hissettiğim..
İçimi açıp baksan çaresizliğin açtığı çukurluk,
Bilmece tadında sözlerin,
Kimsin sen, nerden geldi gözlerin?
Uzanacak kadar yakın görüntün,
Ulaşamayınca aldanan hislerim,
Gidip gidip bitmiyor bıraktığın uzunluk,
Kimsin sen, nerden geliyor gizemin?..
Sen ki bir gölgem kadar benden,
Soğuk yola aksetmiş kadar cansız soğuk,
Oldu olacak kopacak buluttan damlan,
Senin bıraktığın tat, bir yudumluk..
Hey gidi seninle geçirdiğim günler bile yok,
Niye bana olan verimsizliğin,
Benle sen arasında
Biz olmamıza engel, bir yokluk,
Neden yok olmuyor bu imkansızlık,
Neden var olmuyor seninle olacak bir sonsuzluk,
Hey kimsin sen?,,
Neden gitmiyor gözlerimden gözlerin?
Ulaşılmazlık ülkesinin,
Sisler içindeki gözlerin,
Nasıl bakılası, en büyük sonsuzluk,
Sen ki o ülkenin sis kraliçesisin,
Gizemin en güçlü cengaverin,
İşte gelse başa en yoğun sarhoşluk,
Dibine vurulsa şişenin,
Ve dökülse sözler dilimden,
Ey! sis kraliçesi gel ol gelinim,
Aşkımın en büyük güneşinin,
Bıraktığı bitmeyen susuzluk,
Sislerin ardından görünen gizemli gözlerin,
Bakınca dinecek bendeki ateşin
Bu şiir toplam 742 kez okundu.
10.03.2007