SERBEST KÜRSÜ
Şairül İslam Yunus Kokan - Vecizeler 15 642) Şiir; hem bir dua, hem bir hikmet, hem bir nimet, hem bir ibret, hem bir davet, hem bir fikir, hem bir zikirdir. 643) İşte geliyor Yûnus, ne Cezayir, ne Tunus feth-i kalp umudumuz. 644) Fetih fetih dediniz, yürekleri yumdunuz. Feth-i ekber feth-i kulûb, nasıl da unuttunuz? 645) Mabetler yaptınız, gönülleri yıktınız. Biz gönül yapacağız, feth-i kalp umudumuz. 646) Hakk emridir sabır, kavl-i leyyin bir tavır. Aşk kokan bir sadır, feth-i kalp umudumuz. 647) Merkeze vahyi alalım, sünnetten kopmayalım. Keyfi değil, zaruri bu ittihad-ı İslâm. 648) İhtilafları atalım, Kur’an’da buluşalım. Keyfi değil, zaruri bu ittihad-ı İslâm. 649) Resul’u hakem kılalım, Kur’an’ı anlayalım. Keyfi değil, zaruri bu ittihad-ı İslâm. 650) Küfür olmuş tek millet, sana yakışmaz zillet. Keyfi değil, zaruri bu ittihad-ı İslâm. 651) Ne o yan ne de bu yan, bizim dinimiz İslâm. Keyfi değil, zaruri bu ittihad-ı İslâm. 652) Ey insan! Nedir seni uzak tutan, sana her an tuzak kuran, secdeden alıkoyan? 653) Rahmet Senin, şefkat Senin, mal Senin, mülk Senin, münezzehsin, mukaddessin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 654) Kulluk Sana, dua Sana, şükür Sana, hamd Sana, rükû Sana, secde Sana, Sen Âlemlerin Rabbisin. 655) Şükür Sana, minnet Sana, övgülerin hepsi Sana, sevgi Sana, aşk Sana, tesbihlerin hepsi Sana, Sen Âlemlerin Rabbisin. 656) Çok yüce şerefin Senin, peygamberler gönderensin, ölüleri diriltensin, her zaman hazır Sensin, her yerde nazır Sensin, Varlığın değişmez Senin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 657) Hakkı zuhur ettirensin, tevekkül edilensin, en güzel netice Senin, kuvvetin değişmez Senin, kudretin sarsılmaz Senin, hepsinin menbaı Sensin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 658) Müminlere yâr Sensin, sevip yardım eylersin, hamd Senin, sena Senin, mahlukatın sayısını hakkıyla bilensin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 659) Ademden var edensin, var ettiğini yok edensin, sonra tekrar diriltensin, hayat Senin,ihya Senin, ezelisin, ebedisin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 660) Hayat verip güldürensin, dilersen de öldürensin, mahlukatı dimdik ayakta tutan Sensin, hiçbir şey yoktur ki Sen’den gizlensin. Sen Âlemlerin Rabbisin. 661) Kadrin büyüktür Senin, şanın yücedir Senin, ihsanın ve keremin ne de boldur Senin! Ne zatında, ne esmanda şerikin yoktur Senin. Sen Âlemlerin Rabbisin. 662) Ne ef’alde, ne sıfatta ortağın yoktur Senin, Sen birsin ve teksin, ihtiyaçtan münezzehsin, muhtaç olunan Sensin; ihtiyar, iktidar Senin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 663) Tövbe edilensin, bağışlayıp affedensin, intikamın çetin Senin, zalimleri hiç sevmezsin, rahmet ve şefkat Senin, mülkün tek sahibisin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 664) Celal Senin, azamet Senin, pek büyük ikram Senin, her işin uyum ile, mahlukatı cem’ edensin, her zenginlik Senin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 665) Hidayet Senin, güzellik Senin, hayret veren eserler Senin, ebedi Sensin, her şeyin tek sahibisin, doğru yolu gösterensin, Sen Âlemlerin Rabbisin. 666) Susma öyle, konuş gölgem! Gölge sen misin, yoksa ben mi? 667) Âşığın kalemi, titretiyor âlemi, sen bizimle kal emi? Aşkımızdan al emi? 668) Abdalın sözleri, ağlatıyor gözleri. Bildiğin o, söz eri, baktı mı da göz eri. 669) Ben ben isem, ben hiçim. Ben hiç isem, ben benim. 670) Oku! Kâinatı, tüm mahlukatı oku! O var edendir yoku. 671) Sanata sani’ gerek, maddeye mana gerek, akıla hikmet gerek. şiire şâir gerek, resime ressam gerek, kitaba kâtip gerek, icada mucid gerek. 672) Haşri anlatmak için, gerek yok fazla söze. O Zât-ı Muhyi küçücük çekirdekten, tohum taneciğinden, koca ağacı yaratarak haşri gösteriyor bize. 673) Haşri anlatmak için, gerek yok fazla söze. O Zât-ı Muhyi her bahar mevsiminde yaprakların, çiçeklerin, meyvelerin haşrini gösteriyor her bir göze. 674) Haşri anlatmak için, gerek yok fazla söze. Ne güzel misaldir çekirge, uzun bir zaman toprak altında kalan tohum, topluca çıkarılışıyla eder haşri ispat bize. 675) Zikirden fikire, keramettir marifet. Saadet saadet, saadettir marifet. 676) Ene mahluk, Ente Hâlık. Ene kitap, Ente Kâtip, Ente Rabb’ül Âlemîn. 677) Ene hitap, Ente Hatip. Ene hâdis, Ente Vâris, Ente Rabb’ül Âlemîn. 678) Ene rahmet, Ente Rahim. Ene hikmet, Ente Hakîm, Ente Rabb’ül Âlemîn. 679) Ene ilim, Ente Alîm. Ene hilim, Ente Halim, Ente Rabb’ül Âlemîn. 680) Ene sanat, Ente Sani’. Ene noksan, Ente Sübhan, Ente Rabb’ül Âlemîn. 681) Ene merzuk, Ente Rezzak. Ene âbid, Ente Mabud, Ente Rabb’ül Âlemîn. 682) Ene lütuf, Ente Latif. Ene mahfuz, Ente Hafîz, Ente Rabb’ül Âlemîn. 683) Ene dua, Ente Mucîb. Ene seda, Ente Semî’, Ente Rabb’ül Âlemîn. 684) Ene sücûd, Ente Vücûd. Ene aşk, Ente Vedûd, Ente Rabb’ül Âlemîn. 685) Ene zaif, Ente Kaviyy. Ene âciz, Ente Kadir, Ente Rabb’ül Âlemîn. 686) Ene fakir, Ente Ğaniyy. Ene hamd, Ente Hamîd, Ente Rabb’ül Âlemîn. 687) Ene şahit, Ente Şehid. Ene muhtaç, Ente Samed, Ente Rabb’ül Âlemîn. 688) Ene meyyit, Ente Muhyî. Ene fani, Ente Baki, Ente Rabb’ül Âlemîn. 689) Ene âşık, Ente Maşuk. Ene âşık, Ente Maşuk, Ente Rabb’ül Âlemîn. Şair'ül İslam Yunus Kokan / 21.10.2019
Bu yazı 77 kez okundu.
YORUMLAR |