SERBEST KÜRSÜ
Şairül İslam Yunus Kokan - Vecizeler 16 690) Unutmam, unutamam. Varlığımdasın, hep yanımdasın. Şah damarımdan daha yakınsın. 691) Unutmam, unutamam. Var edenimsin, can verenimsin. Şah damarımdan daha yakınsın. 692) Unutmam, Unutamam. İşitensin, görensin. Hep benimlesin, şah damarımdan daha yakınsın. 693) Unutmam, unutamam. Göz verenimsin, söyletenimsin. Şah damarımdan daha yakınsın. 694) Unutmam, unutamam. Her şey Sen’i andırır, aşkın ile yandırır. Şah damarımdan daha yakınsın. 695) Yûnus kurban olsun Sana, aşk lütuftur Sen’den bana, her sözcüğüm ondan yana, yüreğim aşkınla yana! Firaka nasıl dayana? 696) Bir Bir bilir hâlimi. Bilmeyen ne bilsin, akil miyim deli mi? Bildim bileli ben beni, yitirdim kendimi. 697) Âşık yoluna feda, Sen’dedir sonsuz vefa. Al ne olur yanına! Rahim ismin hatırına, şefkatinle yargıla! 698) Ey Visal Meleği! Seni bilmeyen gafil. Ey Terhis Meleği! Seni sevmeyen cahil. Sensin güller ile gelen, sensin sürgünü bitiren. Sensin Allah’a götüren, sensin hasreti bitiren. 699) Selam olsun hakkı ayakta tutanlara, selam olsun hakka tutunanlara. 700) Selam olsun özü ve sözü bir olanlara, selam olsun ok gibi dosdoğru olanlara, selam olsun nifaktan korunanlara. 701) Selam olsun zulme boyun eğmeyenlere, selam olsun harama değmeyenlere, selam olsun hakkı tebliğ edenlere. 702) Sen’den uzak kalınmaz, Sen’siz nefes alınmaz, Sen tek ilahımızsın, yaratanımızsın, şah damarımızdan bize daha yakınsın. 703) Yokken var edensin, cansıza can verensin, işitensin, görensin, Sen her şeyi bilensin, şah damarımızdan bize daha yakınsın. 704) Ağlatan, güldürensin, diriyi öldürensin, ölüyü diriltensin, sonsuz kudret sahibisin, şah damarımızdan bize daha yakınsın. 705) Resul’ü gönderensin, Kur’an’ı indirensin, yolumu gösterensin, tek hidayet verensin, şah damarımızdan bize daha yakınsın. 706) Hastalık da musibet de her biri derman derde. Temizlersin günahlardan, tek şifa veren Sen’sin, şah damarımızdan bize daha yakınsın. 707) Rahmetini indirensin, gözyaşımı dindirensin, hikmete erdirensin, her şeyin tek sahibisin, şah damarımızdan bize daha yakınsın. 708) Derin gaflete dalınca, Yûnus mecnun sanılınca, ders aldım senden karınca. Son nefesimi alınca, kabirde yalnız kalınca, ne’m kaldı sana varınca? 709) Anlayamaz bizi gafil güruh, batılı hakka tercih edenlere yuh! İçtik tertemiz sabuh, zaman mı yoksa, insan mı mefsuh? 710) Haramlar unutulmuş, nerede kaldı mekruh? Yolumuz Kur’an ile eder tavazzuh, farklı bedenlerde aynı ruh, meşrebimiz sefine-i Nuh, gönül bu aşk ile mecruh. 711) Uyanın kardeşler! Bu gaflet ne diye? Rüşvete diyorlar hediye. Kredi ismi niye? Faiz unutulsun, vicdan yenilsin ve haram helal gibi yenilsin diye. 712) Baksana! Şu sefil davet-i umumiye. Aşk kelimesi olmuş battaniye, zina denen pisliğe. Bu nasıl bir hâlet-i ruhiye? Sanki asr-ı cahiliye, günahlara davetiye, o hâlde cehennem de, müthiş bir ikramiye! 713) Yâ Rab! Ver, talebelerime ulvi bir seciye! Kahrolsun, ifrata varan her takiye! Batıla lağımda verilir taziye. 714) Allah’ın sevgisini kazanmanın yolu O’nu tanımaktan, tanımanın yolu ise Allah’ın isimlerini bilmekten ve eserleri üzerinde bu isimleri okuyabilmekten geçer. 715) Allah zat ismidir, Cenab-ı Hakk’ın bütün esmasının ve sıfatla-rının ifade ettiği tüm manaları kendisinde toplar. Hâlbuki Cenab-ı Hakk’ın diğer kendine has isimleri sadece o ismin sahibine işaret ve delalet eder. Sair esma ve sıfatlara delalet etmez ve onları tazammun etmez. 716) Allah; bütün sıfat-ı kemâliyenin sahibi, varlığı zaruri ve ibadet edilmeye layık olan Zat-ı Akdes’in ismidir. 717) لآَ اِلٰه اِلاَّ اللهُ diyen bir insan esma-i hüsnanın tamamını söylemiş olmakla birlikte Cenab-ı Hakk’ın hiçbir isminde, hiçbir sıfatında, hiçbir fiilinde hiçbir şekilde ortağının ve benzerinin olmadığını ilân eder ve şirkin her türlüsünü reddeder. O hâlde لآَ اِلٰه اِلاَّ اللهُ diyen bir insan aynı zamanda لآَ ﺧَﺎﻟِﻖَ اِلاَّ اللهُ der, hem لآَ رَازِقَ اِلاَّ اللهُ der ve hakeza… 718) İslâm’da, bütün kâinatın yaratıcısı, tüm âlemlerin sahibi ve idare edicisi, hem tüm mahlukatın rızık vericisi, ibadet edilmeye layık ve hakeza bir ve tek olan Zat-ı Akdes olarak “Allah” ismi kullanılmaktadır. Cenab-ı Hakk’ın zatını anlatan tek isim “Allah” iken; O’nun diğer sıfatlarını ve özelliklerini anlatan sair isimler de Allah’ın tasvirinin yapılabileceği isimlerdir. 719) Türkçe’de kullanılan “Tanrı”, İngilizce’de kullanılan “God”, Almanca’da kullanılan “Gott”, Fransızca’da kullanılan “Dio”, İtalyanca’da kullanılan “Dei”, Farsça’da kullanılan “Hüda” ve hakeza hiçbir dildeki hiçbir isim, hiçbir şekilde “Allah” ismini tam olarak karşılamaz ve karşılayamaz. Şair'ül İslam Yunus Kokan / 21.10.2019
Bu yazı 82 kez okundu.
YORUMLAR |