Fatma Zehra SUNGUR (çalı kuşu)
BİTMEDİ BU ACI
BİTMEDİ BU ACI
Şehit haberi veriliyordu yine dün haberlerde,yıllardır bu topraklarda,
Şehitler şehitler... sanki düşman girmişti yurda hep savaşıyorlardı....
Haber bitti,kor başladı ateş dağladı yürekleri,hıçkırık başladı.
Haber bitti,Yurdun dört bir yanını düşen kor yaktı, hangi su söndürür?
Arslanlar gibi sıralandılar yine... bu acıya hangi şehit anası dayanır?
Bir metre, iki metre daracık çukurlara girip nasıl yatacaklar?
Ahhh alçaklar!.. sığabilirmi onlar bir karış toprağa,
Yürekleri arşa değen bu mehmetciklerin,Yusufların,Hasanların,Alilerin?
Dökülen ana gözünün yaşını hangi söz hangi teselli durdurabilir?
Yakalarını yırtıp,dizlerine vuran elleri,yırtılan gırtlaklarını kim durdurabilir?
O anaların feryat ağıtlarını aynı ateşe düşmeyen duyabilir,bilebilir mi?
Ahh mehmetciğim boy boy fidanlarım,ağaç olup, kök salamadan söküldüler.
Anneler gününde annenize suskun gelip ellerini öpemeden,
Onlar sizin omuzlarınızı sıvazlayamadan,gül kokan ananız...gittiniz.....
Elbet iple çektiniz baba ocağını,yar kucağını,evlat sıcağını...
Dönecektiniz arslanlar gibi,çakallara siper oldunuz...
Ormanın kralı arslana, çakallar hedef olurken,memleketimin arslanları
Çakallara hedef oldular........Ahh ne gamdır bu ne keder.
Sizler yıkılırken,ana yıkıldı,gülen gözler dondu kaldı,varamadığınız ocağınıza,
Şahadet haberiniz vardı,gün söndü,boyun büküldü,dünya ters döndü...
Kulak inanmadı,duyduklarına kollar düştü et yığını oldu iki yana...
Gidişiniz gibi, dönüşünüzde de davullar çalacak,halaylar çekilecekti.
Siz dimdik dönecekken,Komutanlarınız gelerek şahadet haberinizi verdi...
Çağırsalar koşarım siper alırım,öcünüzü almaya ahh çağırsalar...
Dedim ya ne acı anneler günü hediyesi verdiniz onlara,yiğitlerim...
Alçaklar...dokuz ay taşıyıp,yetiştiren,kendi giydiğinden daha iyisini giydiren,
Bazen aç kalıp yavrusuna daha fazlasını, iyisini yediren,
O kutsal analara nasıl kıyıp ta yavrularını şehit ettiniz.
Onlar kutsal topraklarını koruyor ya siz kalleşler soysuz geleceğinizi mi?
Onların ana babası,yar kucağı evlat sıcağı var.
Sizin neniz var korkak alçaklar!... kirli emel, kirli plan,aynı dinden değilmisin?
Analar baştaçlarını koydular sıra sıra toprağa,gözbebeklerinden uzaklaştılar.
Allah o anaları şehit anası diye onurlandırdığı gibi,sabır versin...
Korkaklar, korkusuz mehmetciğime pusu kurdu,sert adımları durdu,yıkıldılar...
Sizin korkak,sürüngen,adımlarınız duracak alçaklar...
Mehmetcik susmayacak bir tohumun düştüğü toprakta, binlerce fidan büyüyecek,
Memleketimin sönen bir yıldızı yerine binlerce ışık gelecek,
Işık saçacak,kör karanlığa,her yan aydınlanacak buram buram gökkubbem...
Sizin hainler leşleriniz bu kutsal topraklarda kalacak ne yazıkki.
Her korkak, korkak ölür, ölüsü atılır bir yana... cesurlar ise omuzlarda taşınıp,
Ezanlarla uğurlanırlar... siz pislikler küfürlerle...
Sizin mezar taşınız yok, musalla taşınız yok,sıfatınız yok...
Yıkanmadan gidiyor pis ruhluların, pis bedenleride musalla taşına konmadan..
Size ağıt eden yok,size hayal kuran,sizinle mutluluk paylaşan yok.
Alçaklar siz tükenin................................................................................
Benim mehmetciklerimi,benim fidanlarımı,benim umutlarımı,benim geleceğimi,
Benim hayallerimi,yüzümde açan güllerimi,dünümü,bugünümü,yarınımı,
Ömrümce sulayacağım çiçeğimi,gücümü,ışığımı,yaşam sebebimi,
Ayımı,güneşimi,çocuğumu,masumumu, soldurmayın,bitirmeyin.
Siz bitin hainler siz yok olun, doğdum doğalı şehit haberi duymaktan yoruldum.
Mehmetciklerimin hayalleri var,sevdaları var,sıcak yuvaları,umutları var.
Siz tükenin hainler, leş artıkları, gidin cennet yurdumdan....
ÇALIKUŞU 14.05.2008
Bu şiir toplam 503 kez okundu.
28.07.2008 09:56:46