Adem Durmazer (serapsu)
ŞEHİT MEKTUBU
Ben ne kötü ne hayırsız evlatmışım
Doğduğum günden beri acı çektirip yaş döktürüyorum.
Ne istediğin gibi tertemiz olabildim,
nede tertipli ve düzgün.
Vallahi hem çok pişmanım hem de çok üzgün.
Kapanıyorum o pamuk ellerine,
hakkını helal et emi, helal et anne.
Uslu bir çocuk olamadım yaramazlığı seçtim.
Takdir teşekkür almak varken sınıfları hep zar zor geçtim.
Getiremedim istediğin gibi bir karne
Hakkını helal et emi, helal et anne
Güya büyüyüp elim iş tutunca sana gül gibi bakacak,
saraylarda yaşatacaktım.
Olmadı yürü ya kulum demedi yaradan.
Bulamadım, Hamallık tan ırgatlık tan başka bir makamı.
Felek bir araya getirmedi iki yakamı.
Ne seni mutlu eder nede beni bağışlar bunca bahane.
Hakkını helal et emi helal et anne.
Onca çile ve yokluk için de yemeyip yedirdin giymeyip giydirdin.
Sabahın beşinde kalkıp gecenin birinde yatarak getirdin bu boya.
Ne davul vardı ne zurna birkaç komşuyla uğurladın beni asker ocağına.
Yine yaş vardı gözünde yine yüzünde hüzün.
Kor düşürmüştüm kor özüne
Hakkını helal et emi helal et anne.
Bayrağını sev beni sever gibi,
Silahına sımsıkı sarıl bana sarılır gibi,
Komutanlarına itaat et bana eder gibi.
Gördüğün her eğitim bana hizmet tuttuğun her nöbet bir ibadettir.
Yaptığın en ufak hata ise bil ki bana ihanettir dedin.
Sözlerin kulağıma küpe oldu hepsine eksiksiz uydum.
Eğer başaramamışsam öyle bir his düştüyse içine,
Hakkını helal et emi helal et anne.
Okuman yazman olmasa da benden iyi bilirdin.
Teskereme ne kaldığını hem de günü ve saatiyle.
Her telefon görüşmemizde söylerdin, ağladığını gizleyerek.
Bende ağlardım ama belli etmezdim,
İyiyim diye yalan söyledim hem de kaç kere.
Hakkını helal et emi helal et anne.
İzne geldiğimde yine büyüklüğünü gösterip,
Sevdiğim kızı isteyip nişanlamıştın beni.
Döndüğümde hem davul zurna ile karşılayacak,
Hem de düğün dernek kuracaktın.
Ben hanımla çalışacak sen torunlarını sevecektin.
Artık bende bir gün göreyim demiştin.
Hayallerini yıktım, engel oldum gün görmene,
Hakkını helal et emi helal et anne.
Teskereme on beş gün kala göreve çıktık gün ağarırken,
Aradan kaç saat geçti bilmiyorum,
Karlı dağlar yankılandı silah seslerinden.
Çaprazımdaki arkadaşın yere düştüğünü gördüm,
O yöne ya beş adım attım ya altı
Sert bir cisme değdi ayağımın altı
Ve sonra büyük bir ses ,
Ne ayaklarımı hissettim, ne kollarımı.
Sırt üstü düşerken yere içimden şahadet getirdim.
Ve Allah diye bildim bir kaç kere
Ben ne kötü ne hayırsız evlatmışım,
Yine beceremedim annem, yine beceremedim.
Yüzünü güldürmeyi yaşını dindirmeyi,
Doğduğum günden beri acı çektirip yaş döktürüyorum.
Ne istediğin gibi tertemiz kalabildim.
Ne gönderdiğin gibi tüm ve düzgün.
Vallahi hem çok gururluyum, hem de çok üzgün.
Bir kez daha kapanıyorum ellerine.
Hakkını helal et emi helal et anne.
Sakın okurum deme gazeteleri,
Alma onları mübarek ellerine.
Baş sayfalarında sapıkların, kapkaççıların hainlerin resmini görürsün.
Ben ve benim gibilerden olmaz haber.
Dokunma ne olur kumandanın tuşuna, bakma hiç bir kanala.
Hepsinin eli silahlı sanal kahramanları,
Her hafta eş değiştirmeyi aşk sanan medyatik maymunları var.
İşte asıl vatanı kurtaran onlar.
Onlar kadar bile olamadım diye kızıyorsan yine
Hakkını helal et emi helal et anne
Arama boşu boşuna kimse yazıp çizmez,
Kimse tek kelime etmez hakkımda.
Anlasana güzel annem ateş düştüğü yeri yakar.
Eller niye dövünüp saçlarını yolsun.
Nasipse cennette buluşuruz VATAN SAĞOLSUN.
ADEM DURMAZER
Bu şiir toplam 701 kez okundu.
5.09.2008 09:57:05