Ananı babanı düşün biraz


BİRAZ

Okumak için geldin büyük şehre,
Daldın bilmediğin âlemlere,
Gönderilen emekler flörtlere,
Ananı Babanı düşün, biraz.

Bir dediğini iki etmediler,
Hep seni düşündüler,
Kendilerini ertelediler,
Ananı babanı düşün, biraz.

Modalar, flörtler değişirler,
Modalar büyük paralar yer,
Aileler çalışır, senin gibiler yer,
Ananı babanı düşün, biraz.

Moda kafeler, barlar,
Senin gibileri ham yaparlar,
Geleceğini bu günden yerler,
Paran bitince sana bip, bip derler,
Ananı, babanı, geleceğini düşün, biraz.

Yeme içmenin moda sayıldığı bazı kafelerde kız arkadaşlarına, sevgiline(flörtüne) ısmarladığın bir kahve ve yemeğe baban memlekette 1 gün çalışıyor evladım. Boğazından kısarak sana para yollayan ananı babanı düşün biraz (İlber Ortaylı)
Bu yazıyı gürünce önce biraz sinirlendik, her kes topu gençlere atıyor. Sorumsuz, düşüncesiz, egoist gibi ağızlarına ne gelirse söylerler. Söylenenlerin doğru olması, bir şey kanıtlar ana babaların çocuklarına bunları öğretmediğini. Öğretmediğin şeyleri istemek, istemek doğru bir istek değil. Gençleri, çocukları padişah, sultan gibi yetiştirir, onlara ana, babalar gibi değil de hizmetçi gibi davranırsanız, onlarda size hizmetçi gibi davranır. Kendilerini bulanmaz nimet sanır, aldanırlar. Yanlışlara düşerler. Hem kendilerini hem sizleri umutsuz ederler. Düşüp kalkmasını bilmeyenler, Sorunları çözmek için çaba harcamak yerine, hep başkalarından yardım isterler, yardımsız bir işi yapacaklarına inanmazlar. Başarı için ilk şart inanmak değil mi? İnanmayan başarılı olamaz. O zaman her şeyden önce kendimize inanmayı güvenmeyi, sorunları çözmeyi öğreneceğiz. İlk öğretmen ana sonra baba. Ana baba sadece yeme, içme, barınma, para olmamalı. Eğitim, öğrenim alile den başlar diyoruz. Aileleri parçalıyoruz. Ana, baba çalışıyor. Her şey olmuş para, sen belanı arama bela para, Para her şeyi çözer diyorsanız, siz baştan çözülmüşsünüz. Gençlerden, çocuklardan vefa beklemeyin. Öğretmediğin, örnek olmadın bir şeyi istemek en büyük yanlış. Sözler, davranışlarla örnek olursa iz bırakır, dinlenir yerine getirilir. Bir örnek” Çocuğun biri çok aşırı bal yermiş, ailesi çocuğu bir hocaya götürmüş, hocam bu çocuk çok aşırı bal yiyor, endişeleniyoruz bir şey olur diye. Hoca da bu gün gidin 40 gün sonra gelin.. 40 gün sonra gelirler. Hoca çocuğa ( çocuğum fazla bal yeme ) der. Aile hocam bir cümle için mi bizi 40 gün sonraya ertelediniz. Hocada evet o gün ben bal yemiştim. Vücuda giren gıdalar 40 gün vücuda kalır.. Bal yiyen birinin 40 gün geçmeden bal yeme demesi etkili olmaz.. Sen yap, çocuğuna yapma de etkisi olmaz. Ailelerde, filmlerde, dizilerde, her yerde yalanlar, hileler, bencillikler, küfürler. Gençlerden, çocuklardan edep, vefa bekle, çok beleriz, anca vefada, soğuk çay içeriz. Ekmeden biçilmez, biçmek yetmez, daha çok emek ister, sabır ister, ölene kadar isterler..
Biz Müslümanlar çocuklara ezanla, şükür namazıyla karşılarız. Selayla, namazla uğurlarız. Hayatta sorunlar olur, aşılmak için, son gülenlerden olalım da, aradaki sorunlar birbirini yerler. Hayırlı evlatlar yetiştirmenin zorluklarına katlanan, sabır edenler mükâfatlarını er geç alırlar. Saldım okula, o dalmış, kafelere, barlara, sanallara takip edeceksin. Taş değil attığın yerde dursun. İşe yarar taş olursa onu bile kaparlar. Kaptırmayın kedinizi, çocuklarınızı ellere, eller yalar, her türlü yerlere. Hayırlı bereketli, şuurlu günleriniz daim olsun İnşâ Allah.

---

YORUM YAP

---

YORUMLAR