SERBEST KÜRSÜ
Hikaye Lise yılları -Abdülhamit, haftanın ilk günü istiklal marşından sonra saç kontrolünden geçemez. -Müd. Yrd.cısı, Saçların çok uzun git kısalttır sonra gel. -Abdülhamit, her şeyin farkında, bir tek onun saçı uzun değil ama ya sabır der! Gider berberde saçlarını kısalttırıp okula gelir. Giriş kapısında bu kez -Bayan öğretmen, nereden böyle geç kalmışsın.. –Abdülhamit, saçlarımız uzunmuş kısaltıp geldik. -Bayan öğretmen pek olmamış git biraz daha kısalttır.. -Abdülhamit, Ya sabır çeker tekrar aynı berbere gider, saçlarını iyice kısalttırır. Tekrar okula gelir bu sefer ilk gönderen Müd. Yrd.cısı öğretmen yanına çağırır bu saçlar olmamış.. Deyince Abdülhamit, Ani bir dönüş yaparak sinirli sinirli tekrar berbere gider... -Berber, Hayırdır bu üçtür geliyorsun.. Bundan kısası makasla olmaz üç numara makine ile yaparız.. Abdülhamit, Vur üç numara bir numara fark etmez, bugün sabır yarışındayız.. Bakalım bundan sonra ne olacak.. Bizimki son gidişinde kimseye rastlamadan derslere girer. Öğlenden sonra sınıflara giriş sırasında Müd. Yrd. Öğretmen yine gelir.. Bu seferde ne yapmışsın saçlarını, öyle, biz sana kısalttır dedik üç numara bize küfür etmek gibi.. –Abdülhamit de, Bir günde üç kez berbere gidince sonuç böyle üç nura saç kesimi oluyormuş.. Küfür değil ama istediğinizi sayın. Gidip berbere sorarsınız.. Neyse aradan bir iki ay geçer. Okulda herkeste bir kaşıntı, nedeni belli değil. Tedbir olarak bütün erkekler saçlarını üç numara kestirecek. Bütün okul olmaz böyle şey, Biz ilk okul öğrencisi miyiz.?. Gidip Milli Eğitim Müdürüyle görüşelim.. Tabii Abdülhamid’in kafa o olaydan sonra hep üç numara kesim, sıkıntı yok.. Tüm okul şikayete gidecek ama Milli Eğitim Müdürüyle kim görüşecek.. Cesaret yok. Gelirler Abdülhamit’e sende bizimle gel. Hep beraber gidelim.. Durumumuzu anlatalım.. -Abdülhamit, içten içten güler.. Bizim için bir sıkıntı yok kafa zaten üç numara görmüyor musunuz? -Abdülhamit de biliyor ki, bu insanlara güven olmaz. Sonra Hoca Nasrettin olmayalım.. Herkes söz verir kaçmak yok diye. Çıkarlar 20-30 öğrenci yola, Yarı yolda. -Öğrencilerden biri, ikiye ayrılalım dikkat çekmeyelim. Milli Eğitimin önünde görüşürüz. Tamam mı? Tamam. -Abdülhamit’in grup varır buluşma noktasına bakarlar kimsecikler yok. –Abdülhamit anlamış satış tamam.. Puştlar puştluğunu her zaman yapar, neyse buraya kadar geldik bari biz gidip bir görüşelim. Çıkarlar müdürün bulunduğu kata, Bu sefer içeri kimler girecek. Sonunda iki arkadaş girerler müdürün odasına. -Müdür, hayırdır gençler, konu nedir? Abdülhamit konuyu anlatır. -Müdür, saç mevzusunu bu kadar uzatmaya gerek yok.. Kökü sizde nasıl olsa yine çıkar.. -----Müdür, Abdülhamit’e bakar, sen neden geldin ki? Senin saçlar zaten kısa.. Hem diğer arkadaşların nerede? Hep birlikte geldik diyorsun. Hani neredeler? Camdan bina girişine bakar, gel bak hiç kimse yok.. -Abdülhamit, Geç kalmış olabilirler.. Beraber çıktık yola.. Müdür konuyu anlamış. Bizim millet satışı iyi bilir. “ Her kese inanıp gaza gelmeyin.” Hadi siz gidin ben okul müdürünüzü ararım. Gerekenleri söyleriz. Zorunlu değilse.. Hal ederiz. -Abdülhamit, Hoca Nasrettin vakasını bir daha yaşamış.. Yaz bunu kalın kafaya bu millet düzelmez. Okulda görüşeceğiz dönekler.. Tabii mazeretler hep hazır.. İşte geldik bina önünde sizi göremedik.. Bizde döndük. Belli belli dönmüşsünüz.. Bu gençlik memleket yönetecek.. Vay vay ki vay vay.. Hayat dersi. Bir iş yapacaksan Önce Yüce Yaradanına güven, sonra kendine güvenin varsa yap yoksa başkalarına güvenip hiçbir işe kalkışma.. Hayat dersi üçüncü veya beşinci baskı unutursan! Cezanı çekersin. Böyle.. EYYUP AKMETİN / 19.02.2020
Bu yazı 143 kez okundu.
YORUMLAR |