Yahya Koza (Yahya Koza)
Karanlıklar
Karanlıklar!
Cahaletten medet uman guruhun,
Akıl evi yıkık viran peg gibi.
Yolsuzluğa kılıf bulan cenahın,
Cüzdanları fazla şişkin dağ gibi.
Hoş görülü açık kapı görmesin,
Fırsat bulup içeriye girmesin,
Yüze gülüp postu yere sermesin,
İlmek ilmek şer örerler tığ gibi.
Hiç durmadan nifak ekip dererler
İftirayla defterleri dürerler
Sırta binip deh diyerek sürerler
Döndürürler kirman gibi iğ gibi.
Giyinmişler hırka diye kibiri
Varın alır, kullanarak cebiri
Süründürüp çektirirler sabırı
Elde kırbaç dikilirler tuğ gibi.
Mevki kapan geçer durur makara!
Canlı cansız alet eder çıkara
Adamlıktan asaletten fukara
Gerinerek gezinirler beğ gibi.
Merhameti defterlerden silerek,
Gerçekleri çarpıtırlar bilerek,
Yalanları sıralarlar gülerek,
Hilebazlık madrabazlık çığ gibi.
İlmin, bilmin itibarı azaldı
Dalkavukluk düzenbazlık çoğaldı
Şaklabanlar bilge diye söz aldı
Tavır kelam vıcık vıcık yağ gibi.
Ey diyenler bekler alkış tufanı
Hey diyenler aratmazlar külhanı
Eğ deyince eğmez isen kafanı
Tepelerde dolanırlar loğ gibi.
El almışlar firavundan nemruttan
Haz duyarlar kesif kokan baruttan
Zevk alırlar zalimlikten şirretten
Kalpler kara yuttururlar ağ gibi.
Kaplayınca beldeleri illeri
Aratmazlar iblisteki halleri
Kırıp ezip soldururlar gülleri
Talan olur,domuz girmiş bağ gibi.
Yahya Koza
Bu şiir toplam 341 kez okundu.
5.11.2017 13:30:13